Suudi sermayeli El Arabiya televizyonunun haberine göre, Suudi Arabistan kuzeyindeki Irak sınırına 30 bin asker gönderdi.
Irak, terör örgütü IŞİD'le mücadele etmek için Suudi Arabistan sınırında bulunan askerlerini iç bölgelere çekmişti.
Irak'ın askerlerini sınır bölgesinden çekmesinin ardından bölgede
boşluk yaşanacağını düşünen Suudi Arabistan 30 bin asker gönderdi.
OBAMA'DAN KRAL'A TELEFON
ABD Başkanı Barack Obama ise, Irak'taki iç karışıklık nedeniyle Suudi
Arabistan Kralı Abdullah'la bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi.
Görüşmede, Irak'ta her kesimi kapsayarak bir hükümetin kurulmasının önemine işaret edildi.
Beyaz Saray'dan yapılan açıklamada, Obama-Kral Abdullah görüşmesinde
terör örgütü Irak Şam İslam Devleti IŞİD tehdidinin de ele alındığı
belirtildi.
http://www.trthaber.com/haber/dunya/kraldan-irak-sinirina-30-bin-asker-134370.html
"İslam ülkelerinde hemen her gün bir kaç Kerbela yaşanıyor"
İstanbul
Kongre Merkezinde düzenlenen 30. İslam Konferansı Örgütü Ekonomik ve
Ticari İşbirliği Daimi Komitesi (İSEDAK) toplantısının açılış töreninde
konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dünyada artık her gün farklı
ülkelerde birden fazla Kerbela yaşandığını kaydetti.
İslam'ın en kutsal mekanlarından Mescid-i Aksa'ya barbarların postallarıyla girdiğini ama kimsenin sesinin çıkmadığını anlatan Cumhurbaşkanı, İslam dünyasına çağrı yaparak, "Kardeşlerim ne olur şöyle manzaraya bakalım, kim kazanıyor, kim kaybediyor? Bunu görelim. Şayet bunu görebilirsek çözümün fitilini ateşlemiş oluruz" dedi.
İslam dünyasının sorunlarını yine İslam dünyasının çözebileceğini anlatan Erdoğan, "Dışarıdan gelenler İslam coğrafyasının petrol, altın, iş gücünü seviyor" diye konuştu.
İslam'ın en kutsal mekanlarından Mescid-i Aksa'ya barbarların postallarıyla girdiğini ama kimsenin sesinin çıkmadığını anlatan Cumhurbaşkanı, İslam dünyasına çağrı yaparak, "Kardeşlerim ne olur şöyle manzaraya bakalım, kim kazanıyor, kim kaybediyor? Bunu görelim. Şayet bunu görebilirsek çözümün fitilini ateşlemiş oluruz" dedi.
İslam dünyasının sorunlarını yine İslam dünyasının çözebileceğini anlatan Erdoğan, "Dışarıdan gelenler İslam coğrafyasının petrol, altın, iş gücünü seviyor" diye konuştu.
ABD'de
19 yaşındaki genç kız, Suriye'de savaşan IŞİD militanına aşık oldu.
Genç kız aşkı için Türkiye üzerinden Suriye'ye gitmeye hazırlanırken FBI
tarafından gözaltına alındı.
ABD'nin
Denver kentinde yaşayan 19 yaşındaki Shannon Maureen Conley, internet
üzerinden Suriye'de savaşan bir IŞİD militanıyla tanıştı.IŞİD
militanına aşık olan genç kız, Almanya ve Türkiye üzerinden Suriye'ye
geçmek için hazırlık yaptı. Suriye'ye gitmek için yola çıkan genç kız 8
Nisan'da Denver Uluslararası Havaalanı'nda FBI ajanları tarafından
gözaltına alındı.
FBI tarafından gözaltına alınan Conley terör örgütü IŞİD’a maddi destek sağlamaya teşebbüsle suçlandı.
Diplomalı hemşire lisansı bulunan Shannon Maureen Conley internet üzerinden tanıştığı ve kendisiyle evlenmek isteyen IŞİD militanının yanına gitmek için Almanya üzerinden Adana'ya gelecekti. Buradan da kara yoluyla Suriye'ye geçecekti.
Genç kızın ailesi, FBI'ya yaptığı açıklamada kızlarının evlenmek istediği kişinin 32 yaşında Tunuslu bir IŞİD militanı olduğunu söyledi.
Shannon Maureen Conley, Müslüman olmadan önce 2012 yılında annesi ve kızkardeşleriyle birlikte.
32 yaşındaki Tunuslu militanın, hemşire olan Conley'yi yaralanan IŞİD militanlarına yardım etmek için ikna ettiği belirtildi.
Gözaltı sonrası ifade veren 19 yaşındaki genç kız, IŞİD'in yasadığı bir örgüt olduğunu bildiğini, tutuklanma ihtimalinin bulunduğunu bu nedenle bir daha ABD’ye geri dönmemek üzere yola çıktığını söyledi.
İfadesinde savaşa karşı olduğunu belirten Conley, "Eğer savaş zorunluluksa o zaman evet savaşırım. Bunu isteyerek yapmasam da savaşırım’’ dedi.
ABD'li yetkililer, 19 yaşındaki Shannon Conley'nin askeri eğitim almak için geçtiğimiz Aralık ayında ABD ordusuna yazılma girişiminde bulunduğunu da belirtti.
ABD'li yetkililer, Conley'nin Suriye'ye gitmesini engellemek için genç kızın ailesiyle de işbirliği yaptı.
http://www.internethaber.com/isidden-19-yasindaki-kiza-korkunc-tuzak-693048h.htm
FBI tarafından gözaltına alınan Conley terör örgütü IŞİD’a maddi destek sağlamaya teşebbüsle suçlandı.
Diplomalı hemşire lisansı bulunan Shannon Maureen Conley internet üzerinden tanıştığı ve kendisiyle evlenmek isteyen IŞİD militanının yanına gitmek için Almanya üzerinden Adana'ya gelecekti. Buradan da kara yoluyla Suriye'ye geçecekti.
Genç kızın ailesi, FBI'ya yaptığı açıklamada kızlarının evlenmek istediği kişinin 32 yaşında Tunuslu bir IŞİD militanı olduğunu söyledi.
Shannon Maureen Conley, Müslüman olmadan önce 2012 yılında annesi ve kızkardeşleriyle birlikte.
32 yaşındaki Tunuslu militanın, hemşire olan Conley'yi yaralanan IŞİD militanlarına yardım etmek için ikna ettiği belirtildi.
Gözaltı sonrası ifade veren 19 yaşındaki genç kız, IŞİD'in yasadığı bir örgüt olduğunu bildiğini, tutuklanma ihtimalinin bulunduğunu bu nedenle bir daha ABD’ye geri dönmemek üzere yola çıktığını söyledi.
İfadesinde savaşa karşı olduğunu belirten Conley, "Eğer savaş zorunluluksa o zaman evet savaşırım. Bunu isteyerek yapmasam da savaşırım’’ dedi.
ABD'li yetkililer, 19 yaşındaki Shannon Conley'nin askeri eğitim almak için geçtiğimiz Aralık ayında ABD ordusuna yazılma girişiminde bulunduğunu da belirtti.
ABD'li yetkililer, Conley'nin Suriye'ye gitmesini engellemek için genç kızın ailesiyle de işbirliği yaptı.
http://www.internethaber.com/isidden-19-yasindaki-kiza-korkunc-tuzak-693048h.htm
Terör çetesi Irak Şam İslam Devleti’nin (IŞİD) lideri Ebubekir el Bağdadi, yayınlanan yeni bir ses kaydında, Vahabi örgütler gibi Müslümanlara karşı cihat çağrısı yaptı.
Geçtiğimiz günlerde ismini “İslam Devleti” olarak değiştiren ve El
Bağdadi’yi de halife ilan eden Terör çetesi örgütten yeni bir açıklama
geldi.Örgüt, önce Şiilere karşı savaştığını söylerken, Sünnilere karşı
da cihat ilan etti ve kendilerine biat etmeyen Sünni ve Şiayı kafir ilan
etti. İngilizlerle ABD ve İsrai tarafından beslenen bu hariciler
çetesine karşı Irak’taki Sünni ve Şii ulema da cihad çağrısı yaptı. Bu
çağrının ardından IŞİD terör örgütü hızla adam kaybetmeye ve gerilemeye
başladı.
Reuters’ın haberine göre, internette yayınlanan ses kaydında dünyadaki tüm Müslümanları “İslam Devleti”ne göç etmeye çağıran El Bağdadi, “İslam’in evine gelmek farzdır” dedi.
El Bağdadi ayrıca dünya genelindeki tüm Müslümanlara karşı yapılan yanlışların intikamının alınması için IŞİD militanlarına çağrıda bulundu.
http://rasthaber.net/isid-sunni-ve-siileri-kafir-ilan-etti/
Reuters’ın haberine göre, internette yayınlanan ses kaydında dünyadaki tüm Müslümanları “İslam Devleti”ne göç etmeye çağıran El Bağdadi, “İslam’in evine gelmek farzdır” dedi.
El Bağdadi ayrıca dünya genelindeki tüm Müslümanlara karşı yapılan yanlışların intikamının alınması için IŞİD militanlarına çağrıda bulundu.
http://rasthaber.net/isid-sunni-ve-siileri-kafir-ilan-etti/
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Baş, Batı kontrolündeki terör örgütlerinin İslam dünyasında Şii-Sünni çatışması çıkarmak istediğini ifade ederek, “Bunlar ne Sünni, ne de Şii’dir. Bunlar geçmişin tabiri ile eşkıya, günümüzün tabiri ile teröristtir” dedi
YENİ MESAJ/TRABZON
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel
Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, Trabzon’un Akçaabat İlçesi’nden Meltem
Medya Grubu’nda canlı yayınlanan iftar programına konuk oldu. Prof. Dr.
Baş, gündemin başlıca konusu olan İslam coğrafyasındaki kaos ve Müslüman
kanının dökülmesi konusunda değerlendirmelerde bulundu.
Sünni böyle şey yapmaz!
BTP
Genel Başkanı, bir Müslümanın Sünnilik adına herhangi bir cana kast
etmesinin hiç mümkün olmadığına işaret ederek, şöyle devam etti: “Böyle
bir Sünni olamaz. Bunlar ne Sünni’dir, ne de Şii’dir. Bunlar geçmişin
tabiri ile eşkıya, günümüzün tabiri ile teröristtir. Teröristin de şu
veya bu mezhepten olması asla mümkün değildir. Yapılan işlerin tamamı
dinin dışındadır. Diyelim ki bunlar Sünnilik adı altında bu cinayetleri
işliyorlar, İslam dininde bir insanın böyle bir hakkı olması asla mümkün
değildir. Nereden bunu biliyorsun? Bakın Yüce Allah Kuran-ı Kerim’de
‘Bir Müslümanı kasten öldüren cehennemliktir’ buyuruyor. Bu senin, benim
görüşüm değil Yüce Allah’ın beyanı.”
İslam can emniyetini temin için gelen bir dindir
BTP
Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, “Bu gruplar bu katliamlarını bir
takım fetvalarla yaptıklarını söylüyorlar. Bu işler dinin gereği midir,
dinden midir?” sorusuna ise şu cevabı verdi: “Dinen bu olayların bu
şekilde olması hiç mümkün değildir. Neden? Çünkü İslam dini can, mal,
namus, din ve vicdan emniyetini temin etmek için gelen bir dindir,
Allah’ın vahyettiği dindir. Dolayısıyla bir din hem can emniyetini temin
edecek, hem de insanların canına kıyacak emri verecek. Bunun olması
mümkün değildir. Mal emniyetini temin edecek bir din bir başka kuralla
da onu yok edecek. Böyle bir şeyin olması da asla mümkün değildir. İslam
dini koyduğu kurallarla bilakis böyle bir şeyin olamayacağını, bunun
haramlığını beyan ederek insanları bu sınıra yaklaşmamasını temin
ediyor, emrediyor.”
Şii-Sünni çatışması çıkarmak istiyorlar
Batı
kontrolündeki terör örgütlerinin İslam dünyasında Şii-Sünni çatışması
çıkarmak istediğini ifade eden BTP Lideri şöyle konuştu: “İslam’ın
sahibi Allah (cc), ikincisi Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (SAV).
Haram ve helal sınırlarını koyan Allah ve Resulüdür. Allah diyor ki
‘öldüremezsin ve sen diyorsun, öldürürüm.’ Sen burada kendini Allah’ın
yerine koyuyorsun. Sen kim oluyorsun! Onun için şu veya bu bahane ile
birlikte işte biz filancanın içtihadı ile bunu yapıyoruz,
Şiileri-Alevileri katlediyoruz şeklindeki görüşlerin tamamı batıldır,
İslam dışıdır. Bunlara hiç kimsenin uyma hakkı yoktur. Mevedded ayeti
var. Allah şöyle buyuruyor, ‘De ki peygamberliğime karşılık sizden Ehl-i
Beyt’imi sevmemizi istiyorum.’ Şimdi Müslümanın sevmekle mükellef
olduğu Ehl-i Beyt’i seven insanlara kâfir diyorlar. Şu mantığa bakın.
Bunlar ecnebilerin tahriki ile İslam dünyasında fitne fesat
çıkarıyorlar. Yani Müslümanın sevmesi gerektiği bir insan o fiili
işleyecek sen de buna niye sevdin diye kâfir diyeceksin, katline
vaciptir diyeceksin. Bu yaptıkları şeytanın bile aklına gelmeyen büyük
bir fitne olayıdır. Bu hareketleriyle şeytana bile taş çıkarıyorlar.
Bizi takip edenler bu işi çok iyi bilsin.”
Ebu Bekir Bağdadi’yi halife seçerek Irak-Şam İslam Devleti (IŞİD) adını değiştiren ve Hilafet Devleti (HD) ilan eden örgütün piramit tarzı bir yapılanmaya sahip olduğu bildirildi.
El Alem televizyonun haberine göre gizli bir terör örgütü olduğu için örgütsel yapısı konusunda herhangi bir açıklama yapmasa da piramit tarzı bir yapılanmaya sahip olan örgütte piramidin tepesinde Ebu Bekir Bağdadi bulunuyor.
Hilafet Devleti ilanının ardından kendini halife olarak belirleyen ve Ebu Bekir el-Bağdadi adıyla tanınan İbrahim Avvad İbrahim el-Bedri es-Samerrai, örgütte tüm kararları alan ve tüm atama ve azillere karar veren kişi olarak biliniyor.
Örgütün emir ve komutan olarak adlandırdığı makamlara atamalar ve Askeri Şura emirleri onun tarafından gerçekleştiriliyor, Bağdadi’nin görüşüne uymayan hiçbir karar alınamıyor.
Örgütün en önemli birimlerinden olan Askeri Şura’nın başkanlığını Ebu Ahmed el-Ulvani yapıyor, üç üyenin de yer aldığı bu kurulun komutanların yönetimi, operasyonların planlanması ve izlenmesiyle görevli olduğu belirtiliyor.
Askeri Şura’nın başkanı, Şura Meclisi ile istişareden sonra Bağdadi Tarafından tayin ediliyor.
Ebu Erkan el-Amiri başkanlığındaki Şura Meclisi’nde örgütün önde gelen isimlerinden oluşan 9 veya 11 kişinin bulunduğu bildiriliyor. Bu üyeler de yine Bağdadi tarafından tayin ediliyor.
Vilayetlere atanacak valileri ve Askeri Şura üyelerini belirlemek ve bunları Bağdadi’nin onayına sunmak Şura Meclisi’nin görevleri arasında bulunuyor. Teorik olarak örgütün liderini görevden alma yetkisine sahip olduğu söylense de pratikte bu yetkinin hiçbir değeri bulunmuyor.
Örgütün yargı işleri ise Ebu Muhammed el-Ani başkanlığındaki Şer’i Kurullar tarafından icra ediliyor.
Şer’i Kurulların; yargılama, sorunların çözümü ve iyiliğin emredilip kötülükten sakındırılması; irşat, örgüte üye olmaya davet ve cihat emri vermek gibi görevleri bulunuyor.
Örgütün güvenlik ve istihbarat biriminin ise Bağdadi’nin kalabileceği yerleri belirlemek, buraların güvenliğini sağlamak ve yapacağı görüşmeleri koordine etmekle görevli olduğu belirtiliyor.
Örgütün güvenlik ve istihbarat şurasının başında Saddam rejimindeki Irak istihbarat subaylarından Ebu Ali el-Enbari bulunuyor. Şurada Enbari’den başka yine Sadam dönemin istihbaratçılarından oluşan iki üye yer alıyor.
Örgütte basın ve sosyal medya sorumlusu olarak Ebu Esir el-Amr el-Absi, örgütün sözcüsü olarak da Ebu Muhammed el-Adnani’nin ismi biliniyor.
http://www.ydh.com.tr/HD12968_hilafet-devletinin-orgutsel-yapisi.html
Hilafet ilan ederek "İslam Devleti'ni kurduğunu
açıklayan Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) adlı terörist grup şimdi de
pasaport bastı.
Akşam'ın
haberine göre; işgal ettiği Irak'ın Musul kentinde basılan pasaportun
üstünde IŞİD'in bayrağındaki sembollerin yanı sıra üst tarafında 'Halife
İslam Devleti' ibaresi bulunuyor.
IŞİD'in Irak'ın Rakka kentinde yaptığı geçiş töreninde ise bir SCUD füzesi yer aldı. Füzenin Irak ordusundan olabileceği ifade ediliyor. Uzmanlar, IŞİD'in SCUD füzesini kullanabilme kapasitesinin olmadığını belirtiyor.
http://www.on4haber.com/haber/bu-da-hilafet-pasaportu-/41916/
IŞİD'in Irak'ın Rakka kentinde yaptığı geçiş töreninde ise bir SCUD füzesi yer aldı. Füzenin Irak ordusundan olabileceği ifade ediliyor. Uzmanlar, IŞİD'in SCUD füzesini kullanabilme kapasitesinin olmadığını belirtiyor.
http://www.on4haber.com/haber/bu-da-hilafet-pasaportu-/41916/
Ankara kulisleri IŞİD bir örgüt ve siyasi
bir yapı olarak detaylı şekilde masaya yatıran ve "El Kaide'nin devamı
gibi görmek büyük bir hata olur" diyen raporu konuşuyor.
Raporda özellikle vurgulanan bazı başlıklar şöyle:
• IŞİD’in siyasi amacı Irak ve Suriye başta olmak üzere bölgedeki ülkelerde devlet yapısını çökerterek, iç savaş yoluyla siyasi haritayı değiştirmek. Orta vadeli hedef Emirlik benzeri bir yapı kurarak Sunni cemaati biraraya toplamak. Bir “Ümmet devleti” yaratmak.
• IŞİD’in Suriye ve Irak’ta 10.000 savaşçısı bulunuyor. Bunların yaklaşık üçte biri eğitimli savaşçılar ya da eski askerler. 800 kadarının Avrupa kökenli olduğu tahmin ediliyor.
• Bir geniş yapı olarak IŞİD’in 15.000’i silahlı 25.000 kişiye sahip olduğu öngörülüyor. Akışkan bir görüntü vermesine rağmen çok etkili ve hızlı bir komuta yapısı var. Bu haliyle terör örgütü değil neredeyse düzenli ordu ve ona destek veren milis güçleri tanımı yapılabilir.
• Savaş taktiği ağırlıklı olarak Bağdat’ın çevresindeki çemberde yoğunlaşmak ve o çemberi parçalara bölerek kenti düşürmek.
• IŞİD devleti yok ediyor ama şehirleri koruyan bir yapı kuruyor. Musul gibi bir şehrin düşmesi ama yıkılmaması da bundan. Şehirler bu şekilde neredeyse kendi kendine bağımsız hale geliyor.
• Askeri taktik olarak ABD ’nin Afganistan’da ve Irak’ın bir bölümünde uyguladığı taktiği uyguluyor. Beklenmedik ani bir saldırı ile ortama korku ve dehşet saçıyor. Ardından oradaki devlet güvenlik güçleri ortamı terkediyor. Bölge böylece steril hale getiriliyor. IŞİD, ABD’den öğrendiğini Irak halkına karşı uyguluyor.
• ABD bölgeden çekildiği ve onların inşa ettiği “Uyanış” hareketleri de darmadağın olduğu için bölgenin boşluğu, İran dahil pekçok gücün etkisini belirgin hale getiriyor. İran açıkça müdahil olursa bu Sünnileri yeniden El Kaide ve IŞİD’in yanına itecektir.
• IŞİD Bağdat’ı Musul kadar kolay alamayacaktır çünkü kentin girişleri kuvvetli korunuyor ve zayıf koridor bulmaları pek mümkün değil. Ama IŞİD şehri dışarıdan vurmayı tercih edebilir, yerden havaya atılan füzelerle Balad Hava üssü, Bağdat Havaalanı ve Taji Üssü gibi stratejik noktalar düşürülebilir.
• IŞİD eninde sonunda ele geçirdiği noktaları kontrol etmek ile daha da ilerlemek arasında bir tercih yapmak zorunda kalacak. Tahminimizce ilerlemek yerine mevcudu kontrol etmeyi seçecektir. Kürtlerle bir çatışmayı göze alması halinde muhtemelen elindeki başka yerleri kaybedebilir.
Ankara’nın bu strateji raporunun satır aralarında Batı’nın atmayı deneyebileceği adımlar da var. Ama temel açmaz şu cümlelerde yatıyor:
“Maliki yönetimi ile oyunun eski kurallarına dönmek ve Sünni çoğunluğun da dahil olduğu bir politik sistem kurmak ve İran’lı Şiilerin de bu sistemden dışlanmamasını garanti etmek en büyük açmaz gibi görünüyor”
ESKİ NATO KOMUTANI: ÖZEL KUVVETLER GİRMELİ
Bütün bu tartışmalar arasında Atlantic Council’in internet sitesi için bir makale kaleme alan NATO Müttefik Kuvvetler Eski Komutanı Emekli Oramiral James Stavridis, NATO üyelerinin Özel Kuvvetleri’nin Türkiye sınırından bölgeye girmesi gerektiğini belirtti.
Stavridis şöyle yazdı:
“IŞİD gibi gruplar bir noktada gözlerini Batı başkentlerine çevirecekler. Bu durumda bu tehdidi yok etmek için NATO elinden geleni yapmalı. Burada en kritik nokta Türkiye’nin güney sınırıdır. NATO’nun Mons’daki Özel Kuvvetler Komutanlığı bir operasyon için devreye girebilir. ABD 300 tane Özel Kuvvetler Askeri’ni bölgeye gönderiyorsa 100 tane de diğer müttefiklerden gelmeli. Yazık ki NATO’daki müttefiklerimiz bu konuda çok da istekli görünmüyor.”
Stavridis, yazıda özellikle NATO Özel Kuvvetleri’nin Türkiye’nin Irak ve Suriye sınırından sızmalarla bölgedeki durumu daha net görmesi gerektiğini yazdı ve şu ifadeleri kullandı:
“Özel Kuvvetler sınırı geçerek içeriden tam ve gerçek bilgi alabilir, olası bir NATO müdahalesi için hazırlık yapabilirler. Türkiye sınırı içinde halen görev yapan ve Türkiye’ye özellikle Kürt ayrılıkçı hareketine karşı yardım eden ABD ve NATO güçleri de izleme ve istihbarat anlamında destek verebilir. Bu, çok tartışma yaratacak ve yükseğe konmuş bir çıta ama bence ittifakın liderlik kadrosu tarafından değerlendirilmeli. Bölge kontrolden çıkıyor ve 'NATO müdahil olmasın' demek büyük bir hatayı Avrupa ve ABD sınırlarına kadar taşımak anlamına gelebilir. Unutmayalım ki, İttifakın güney kanadı açık ve yakın tehlike altındadır”
http://www.yurtgazetesi.com.tr/gundem/ankaranin-konustugu-isid-raporu-h55919.html
IŞİD ve PKK'nın Suriye kolu olan YPG
arasında şiddetli çatışmalar yaşanıyor. Çatışmalar Türkiye sınırındaki
Cerablus kasabası ve Kobani bölgesinde halen sürüyor.
Suriye'nin Halep kentinin Türkiye sınırındaki Cerablus kasabası ve Kobani bölgesinde, Irak Şam İslam Devleti ile YPG birlikleri arasında şiddetli çatışmalar var.
IŞİD’in elindeki Cerablus kasabası ile PKK'nın Suriye kolu PYD'nin elindeki Zor Mağar köyü civarında yaşanıyor. Bölgedeki Al Jazeera kaynaklarına göre gün boyu süren çatışmalarda 20 YPG mensubu öldürüldü.
KOBANİ'DE 30 IŞİD MİLİTANI ÖLDÜ
IŞİD bölgeye Irak’ta el koyduğu bazı zırhlı araçlar ve füzeleri sevketti. Fırat haber Ajansı'na göre PYD'nin özerklik ilan ettiği Kobani bölgesinde de çatışmalar var. Ajans, bölgedeki çatışmalarda 30 IŞİD mensubunun öldürüldüğünü kaydetti. YPG, PKK’nın Suriye kolu olan PYD’nin silahlı kanadı olarak biliniyor.
KÜRTLERE TESLİM OLUN ÇAĞRISI YAPMIŞTI
Kısa bir süre önce Halep’in kuzeyinde Türkmen köylerine başlattığı operasyonda ilerleme kaydeden IŞİD, yayımladığı bildiride sınır boyunda bulunan Kürt bölgelerini de teslim olmaya çağırmıştı.
Irak’ta başlayan çatışmaların ardından 2 binden fazla mensubunu bu ülkeye gönderen Suriye’deki IŞİD birlikleri, son bir hafta içerisinde yeniden Suriye’de bulunan cephelerde yığınak yapmaya başladı.
SINIR FİİLEN ORTADAN KALKTI
Nusra Cephesi ve diğer muhalif gruplar hafta sonu Suriye’nin Deyr Ez Zor kentinde bulunan, Irak sınırındaki Ebu Kemal kasabasında IŞİD mensuplarıyla çatışmaya başladı.
IŞİD 10 Haziran’da Musul’u ele geçirdikten sonra Fırat ve Dicle nehirleri çevresinde de etkinliğini büyük ölçüde artırdı ve Suriye ile Irak arasındaki sınırı fiilen ortadan kaldırdı.
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/89769/Sinirda_catisma_cikti_.html
IŞİD, Irak’a saldırırken de AKP’den destek almaya devam ediyor. Teröristler, Suriye sınırından Türkiye’ye serbestçe girip çıkarken İstanbul, Gaziantep ve Hatay havaalanları da yurtdışından gelenler için transit geçiş noktası oldu
AKP’nin IŞİD’in Suriye’deki birimlerine desteğinin el altından sürdüğü ortaya çıktı. AKP’nin örgüte sağladığı kolaylıkların, Irak’taki gelişmelerin ardından da devam ettiği öğrenildi.
IŞİD’ın Musul’u ele geçirmesi ve Irak’ta Sünni aşiretler ile yaptığı işbirliği sonucu, Anbar vilayetinde belirli merkezleri denetim altına almasıyla, bölge dengeleri altüst oldu. Mesud Barzani’ye bağlı peşmergelerin Kerkük’ü ele geçirmesine ses çıkarmayan AKP, IŞİD’e karşı adım atmadığı gibi, örgüte Suriye-Türkiye sınır ekseninde bugüne kadar sağlamış olduğu hareket serbestisinde de hiçbir kısıtlamaya gitmediği ortaya çıktı.
MİT SINIRDAN GEÇİŞLERİ BİLİYOR
Aydınlık’a ulaşan bilgilere göre, örgüt militanları, IŞİD’in Musul’u ele geçirip Başkonsolos dahil 49 kişiyi rehin almasından sonra bile, AKP’nin verdiği talimat doğrultusunda yerel makamların sağladığı kolaylıklardan yararlanmayı sürdürdüler. IŞİD militanlarının, Türkiye-Suriye-Irak üçgeni dahil olmak üzere, Suriye sınırı boyunca uzanan çeşitli güzergâhlardan Türkiye’nin sınır illerine kolaylıkla geçmeye devam ettiği ortaya çıktı. Söz konusu militanların MİT’in bilgisi haricinde Türkiye’ye geçmelerinin mümkün olmadığı belirtildi. Sınır illerindeki IŞİD trafiğinin yoğunluğunu sürdürüyor olmasına karşın, güvenlik güçlerinin hemen hiçbir operasyon düzenlememiş olması da dikkat çekti.
Aydınlık’a bilgi veren kaynaklar, IŞİD militanlarının sınır illerindeki faaliyetleri nin kamuoyuna yansıyanın çok daha ötesinde olduğuna işaret ederlerken, güvenlik güçlerinin bütün bu faaliyetlerden haberdar olmasına karşın ses çıkarmadığını belirttiler. Özellikle, yurtdışından gelen teröristlerin Suriye’ye geçişinde İstanbul, Gaziantep ve Hatay’daki havaalanlarının önemli bir transit noktası olduğu dile getirilirken, sadece bu havaalanlarındaki güvenlik kameralarının incelenmesi durumunda bile örgütün militanlarının yakalanmasına ilişkin önemli veriler elde edilebileceği vurguladılar.
Devletin resmi raporlarında, yabancı ülkelerden Hatay’a gelen teröristlerin Reyhanlı ilçesinin Bükülmez, Kuşaklı, Beşaslan köyleri, Altınözü ilçesinin Hacıpaşa beldesi, Yayladağı ilçesinin de Güveçci köyünden Suriye’ye geçtikleri bilgisi yer alıyor.
Deniz Kahraman
http://www.aydinlikgazete.com/mansetler/45007-isidin-musul-isgaline-turkiyede-karar-verildi.html
Irak Ordusu, Salahaddin, Diyala ve Babil illerinde düzenlenen kara
ve hava operasasyonlarında 86 IŞİD teröristinin öldürüldüğünü açıkladı.
Irak Başbakanı Maliki ise kan döken ve insan öldürenler hariç genel af
önerisinde bulundu.
Irak Ordusu, Salahaddin, Diyala ve Babil illerinde düzenlenen operasyonlarda 86 IŞİD teröristini öldürdü.
Savunma Bakanlığı, son bir gün içinde üç ilde yapılan kara ve hava operasyonları hakkında bilgi verdi.
Babil'in kuzeybatısındaki Cirf El Sakır kasabasındaki bir meyve bahçesine düzenlenen hava operasyonunda 60 terörist öldürüldü. Operasyonda teröristlere ait 9 araç da kullanılamaz hale getirildi.
Salahaddin iline bağlı El Şirgat ilçesinde de istihbarat alınması üzerine kaymakamlık binası vuruldu. Hava harekatında en az 20 teröristin öldürüldüğü açıklandı.
Diyala ilinde de askeri birlikler İran sınırına yakın Şervin köyüne baskın yaptı. Çatışmalarda 6 terörist öldürüldü.
Teröristlere karşı aralıksız operasyonları sürdüren yönetim, genel af için de düğmeye bastı.
Genel af önerisi, Irak Başbakanı Nuri El Maliki'ye ait... Maliki, "Bölgede hükümete karşı savaşan insanlara doğru olan yolu seçmeleri için genel af öneriyorum" dedi. Maliki, affın sınırını da çizdi.
Kan döken ve insan öldürenlerin dışındakiler genel affa dahil edilecek.
http://www.ulusalkanal.com.tr/dunya/iside-agir-darbe-h31477.html
Irak Ordusu, Salahaddin, Diyala ve Babil illerinde düzenlenen operasyonlarda 86 IŞİD teröristini öldürdü.
Savunma Bakanlığı, son bir gün içinde üç ilde yapılan kara ve hava operasyonları hakkında bilgi verdi.
Babil'in kuzeybatısındaki Cirf El Sakır kasabasındaki bir meyve bahçesine düzenlenen hava operasyonunda 60 terörist öldürüldü. Operasyonda teröristlere ait 9 araç da kullanılamaz hale getirildi.
Salahaddin iline bağlı El Şirgat ilçesinde de istihbarat alınması üzerine kaymakamlık binası vuruldu. Hava harekatında en az 20 teröristin öldürüldüğü açıklandı.
Diyala ilinde de askeri birlikler İran sınırına yakın Şervin köyüne baskın yaptı. Çatışmalarda 6 terörist öldürüldü.
Teröristlere karşı aralıksız operasyonları sürdüren yönetim, genel af için de düğmeye bastı.
Genel af önerisi, Irak Başbakanı Nuri El Maliki'ye ait... Maliki, "Bölgede hükümete karşı savaşan insanlara doğru olan yolu seçmeleri için genel af öneriyorum" dedi. Maliki, affın sınırını da çizdi.
Kan döken ve insan öldürenlerin dışındakiler genel affa dahil edilecek.
http://www.ulusalkanal.com.tr/dunya/iside-agir-darbe-h31477.html
Katliamcı örgüt IŞİD'in Musul'u ele geçirdiği günlerde rehin aldığı Türkiyeli şoförleri bugün serbest bıraktığı duyuruldu.
http://haber.sol.org.tr/devlet-ve-siyaset/isid-turkiyeli-soforleri-serbest-birakti-haberi-94419
http://haber.sol.org.tr/devlet-ve-siyaset/isid-turkiyeli-soforleri-serbest-birakti-haberi-94419
Tikrit, Samarra, Felluce gibi kentlerde Irak ordusunun düzenlediği operasyonlar sonucunda, ordu birlikleriyle IŞİD militanlarının karşı karşıya geldiği belirtiliyor
Irak’ta ülkenin ikinci büyük kenti Musul’un, 10 Haziran’da radikal dinci Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) örgütünün eline geçmesinin ardından en yoğun çatışmalar yaşanıyor.
Tikrit, Samarra, Felluce gibi kentlerde Irak ordusunun düzenlediği operasyonlar sonucunda, ordu birlikleriyle IŞİD militanlarının karşı karşıya geldiği belirtiliyor.
Ülkede en şiddetli çatışmalar ise Saddam Hüseyin’in de memleketi olan Tikrit’te yaşanıyor. Irak ordusuna bağlı Samarra Operasyonları Komutanlığı kaynaklarından alınan bilgiye göre, ordu Samarra'dan iki kanal üzerinden Salahaddin vilayetinin merkezi Tikrit yönünde ilerleme kaydetti. Ordu ile IŞİD arasındaki çatışmaların Tikrit-Samarra yolunda devam ettiği bildirildi.
Irak devlet televizyonu ‘Irakiye’, bir süredir IŞİD’in elinde olan Tikrit kentinde kontrolün tamamen ordu güçlerine geçtiğini iddia etti. IŞİD’in haziran ayının ilk yarısında bölgeye düzenlediği saldırının ardından Irak ordusunun askerleri bölgeden çekilmişti.
‘Felluce'de 7 IŞİD mensubu öldürüldü’
Öte yandan emniyet kaynakları, Enbar vilayetine bağlı Felluce kentinde ordu ile IŞİD militanları arasında meydana gelen çatışmalarda 7 IŞİD mensubunun öldüğünü aktardı.Havadan desteklenen ordu birlikleri, Felluce'nin doğusundaki köylerde IŞİD ile çatışmaya girdi. Çatışmada 7 IŞİD mensubu öldürülürken, örgüte ait 3 araç ateşe verildi. Ordu birliklerinin, silahlı gruplar tarafından kışlalara saldırı düzenlenmesi ihtimaline karşı kentin doğusunda konuşlandığı kaydedildi.
Bir süredir çatışmaların ve otorite boşluğunun yaşandığı ülkede, Irak Şam İslam Devleti örgütü militanları ve bazı aşiret güçleri, Musul, Tikrit, Bakuba ve Telafer kentlerini kontrolü altına almıştı. Bölgedeki Enbar'ın El-Kaim, Rave, Aneh, Ratbe ve Hadise ilçeleri de IŞİD'in eline geçmişti.
Telafer’de Şii Türkmenlerin evleri yağmalandı
Irak'ın Ninova vilayetine bağlı Telafer kentinde ise Şii Türkmenlerin terk etmek zorunda kaldığı evlerinin yağmalandığı bildirildi. AA muhabirine konuşan Türkmen aktivist Murteda Musa, "Telafer'den kaçmak zorunda kalan Türkmenlerin evleri bir hafta önce yağmalanmaya başladı ve onlarca kamyon dolusu ev eşyasının el-Beac bölgesine doğru götürüldüğünü müşahede ettik" dedi.IŞİD örgütünün evlerine dönmek isteyen Türkmenlerden sadece Sünni olanlarına izin verdiğini dile getiren Musa, "Dolayısıyla sadece Şii Türkmenlerin evleri sahipsiz ve yağmalamaya maruz kaldı" diye konuştu. Telafer'den kaçarak evlerini terk etmek zorunda kalan Türkmenlerden yüzlerce Sünni aile 2 gün önce IŞİD'in çağrısı üzerine evlerine dönmüştü.
Bir süredir çatışmaların ve otorite boşluğunun yaşandığı ülkede, IŞİD militanları ve bazı aşiret güçleri, Musul, Tikrit, Bakuba ve Telafer kentlerinin yanı sıra Enbar'ın El-Kaim, Rave, Aneh, Ratbe ve Hadise ilçelerini de ele geçirmişti. Çatışmalar dolayısıyla yaklaşık 1 milyon sivil göç etmek zorunda kalmıştı.
http://t24.com.tr/haber/irak-devlet-televizyonu-ordu-tikrit-kentini-geri-aldi,262633
İran Yüksek yargı yetkililerini kabulde yaptığı konuşmada Irak’taki son katliamlardan batılı sultacı güçlerin özellikle de Amerika’nın sorumlu olduğunu belirterek bu saldırıların arkasında yatan temel amacın Irak halkının kazanımlarını yok etmek olduğunu söyledi.
“Amerika Irak’taki durumdar memnun değildir; zira seçimlerin düzenlenmesi, seçimlere yüksek katılımın olması onun hoşuna gitmiyor. Amerika’nın istediği Irak’ta ajanlarını iktidara getirmektir” diyen Hamenei sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bugün Irak’ta olanlar kesinlikle bir Şii-Sünni savaşı değildir. Sultacı güçler Saddam rejimi kalıntıları ve tekfirciler gibi piyonları kullanarak ülkeyi karıştırmak ve ülkenin toprak bütünlüğünü bozacak savaş çıkarmak istiyor. Burada asıl komplo, Irak’ın bağımsızlığını savunan Sünni Müslümanlar ile Şii Müslümanlar arasında düşmanlık çıkarmak. Irak’ta savaşın iki tarafı var; Irak’ı Amerikan kampına katmak isteyenler ve Irak’ın bağımsızlığını savunanlar. Irak halkının kendisi bu tehdidi savuşturabilecek durumadır.”
http://www.velfecr.com/iraktaki-catismalarin-arkasinda-yatan-amac--4202.html
Irak’ta yaşanan IŞİD (Irak Şam İslam Devleti) terörü, petrolünü
Türkiye üzerinden dünya piyasalarına açmaya çalışan Kuzey Irak Bölgesel
yönetimine yaradı.
Musul’un IŞİD, Kerkük’ünde
Barzani’nin denetimi altına girmesinden sonra özellikle Ceyhan’da Yunan
firmalarına ait tankerler başta olmak üzere birçok ülkenin tankerleri
petrol almak için adeta birbirleri ile yarışıyorlar.
Ceyhan limanında çalışan, adının açıklanmasını istemeyen bir yetkili yaptığı açıklamada “Irak- Türkiye Boru hattı biri 986 km diğeri 890 km uzunluğunda olmak üzere birbirine paralel iki hattan oluşuyor. Irak petrolünü Ceyhan’a getiren bu hatlar şu anda Irak Merkezi Hükümetinin denetimi altında değil. Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi belirttiğimi boru hattına kaçak bağlantı yaparak kendi bölgelerinden çıkan petrolü Merkezi Hükümetin karşı çıkmasına rağmen pompalıyorlar. Şu anda gemilere yüklenen petrol Kuzey Irak Bölgesel Yönetiminin pompaladığı petroldür. Gelen petroller BOTAŞ’ın senelik 70,9 milyon ton yani 553 milyon varil kapasiteli 12 deposunda depolanarak gemilere yükleniyor. Geçen sene Ceyhan’dan 12,7 milyon ton yani 91,9 milyon varil petrol geldi ve gemilere yüklendi”
Bölgesel Yönetimin petrolünün kendilerinden bağımsız satışına karşı çıkan Bağdat yönetiminin bölgedeki etkisinin zayıflaması ve Kuzey Irak Bölgesel Yönetiminin petrolü satmak için fiyatlarda indirime gitmesi ile Kuzey Irak petrolü, piyasada kapışılmaya başlandı.
Geçen hafta Yunan firmasına ait United Leadership ve United Emblem adlı tankerler Ceyhan’dan yüklenerek yola çıkmış, United Leadership tankeri alıcı çıkmadığından dolayı Fas açıklarında demirlemişti. United Emblem tankeri ise Malta açıklarında, petrolü, yine Yunan firmasına ait Falcon Nostos tankerine aktararak tekrar Ceyhan a döndü.
ABD’ye ilk sevkiyat
Bu arada Yunanistan firmasına ait 2 tankerden birisinin İsrail’e diğerinin ise ABD ye gitmesi dikkat çekti.
274 metre uzunluğunda 151. 000 grostonluk MAJESTİC adlı tanker ise Ceyhan’dan aldığı petrolü, Phiadelpia götürmek üzere 20 Haziran’da Ceyhan’dan ayrılarak rotasını ABD ye çevirdi.
Marinner A isimli Yunan firmasına ait tanker ise bir hafta içersinde Ceyhan-Hayfa seferinden sonra Mersin-Hayfa hattında 3. Seferini yaptığı belirlendi.
İlginç olan ise yine Yunan firmasına ait olan JENNY 1 adlı tanker İsrail’in Ashkelon limanından ayrılarak Mersin limanına geldi. Petrol’ün Mersine kamyon tankerlerle Ceyhan’dan geldiği belirtiliyor.
Tankerler sırada
IŞİD terörü, saldırıları ve Kuzey Irak’taki otorite boşluğu nedeniyle Kuzey Irak Bölgesel Yönetimin pompaladığı petrolün pazarlanmasını kolaylaştırdı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız 3. yüklemeden bahsetmesine rağmen Ceyhan Limanında yüklemesi yapılan veya yüklemek için bekleyen onlarca tankerin var olduğu ortaya çıktı.
Gemi takip sistemine göre son 5 gün içinde Ceyhan limanından petrol alarak ayrılan ve hala orada olan veya petrol almak için Ceyhan’a giden tankerler şöyle:
Petrol alarak giden gemiler
MAGESTİC : Yunan firmasına ait olan 150 bin grostonluk tanker 20 Haziran’da Ceyhan’dan ayrıldı rotası Amerika
UNİDET EMBLEM : Yunan firmasına ait gemi bir hafta içinde ikinci seferini yapıyor. 161 bin grostonluk tanker 21 Haziran’da Ceyhan’dan ayrıldı. Rotası Malta.
AGIOS NİKOLAUS: Yunan firmasına ait olan 40 bin grostonluk tanker 22 Haziran’da Ceyhan’dan ayrıldı. Rotası Yunanistan.
UNİTED KLAVRVTA: Yunan firmasına ait olan 159 bin grostonluk tanker 23 Haziran’da Ceyhan’dan ayrıldı. Rotası İtalya’nın Augusto limanı.
PANAGİA ARMATA: Yunan firmasına at olan 99 bin grostonluk tanker 24 Haziran’da Ceyhan’dan ayrıldı. Rotası Tunus’un Bizerte limanı.
NORD FARER: Singapur firmasına ait olan 55 bin grostonluk tanker Ceyhan’dan 25 Haziran’da ayrıldı. Rotası Mısır.
Ceyhan limanında olan gemiler
VALFOGLİA: İtalya firmasına ait olan 109 bin grostonluk gemi Fransa’nın For Sur Mer limanından hareket etti. 26 Haziran’da Ceyhan’da demirledi
RİCH DOCHESS II: Japon firmasına ait olan tanker Fransa’nın For Sur Mer limanından hareket etti. 26 Haziran’da Ceyhan’da demirledi
Ceyhan Limanına gelecek olan gemiler
POLA: Yunan Firmasına ait olan 151 bin grostonluk tankerin İtalya’nın Trieste limanından ayrıldığı ve 29 Haziran’da Ceyhan’da olması bekleniyor.
GİBRALTAR: İngiltere firmasına ait olan 29 bin grostonluk tankerin İspanya’nın Gibraltar limanından ayrıldığı ve 29 Haziran’da Ceyhan’da olması bekleniyor.
Derya Derviş
Aydınlık
http://rasthaber.net/isid-vurdu-petrol-abd-ve-israile-akti/
Ceyhan limanında çalışan, adının açıklanmasını istemeyen bir yetkili yaptığı açıklamada “Irak- Türkiye Boru hattı biri 986 km diğeri 890 km uzunluğunda olmak üzere birbirine paralel iki hattan oluşuyor. Irak petrolünü Ceyhan’a getiren bu hatlar şu anda Irak Merkezi Hükümetinin denetimi altında değil. Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi belirttiğimi boru hattına kaçak bağlantı yaparak kendi bölgelerinden çıkan petrolü Merkezi Hükümetin karşı çıkmasına rağmen pompalıyorlar. Şu anda gemilere yüklenen petrol Kuzey Irak Bölgesel Yönetiminin pompaladığı petroldür. Gelen petroller BOTAŞ’ın senelik 70,9 milyon ton yani 553 milyon varil kapasiteli 12 deposunda depolanarak gemilere yükleniyor. Geçen sene Ceyhan’dan 12,7 milyon ton yani 91,9 milyon varil petrol geldi ve gemilere yüklendi”
Bölgesel Yönetimin petrolünün kendilerinden bağımsız satışına karşı çıkan Bağdat yönetiminin bölgedeki etkisinin zayıflaması ve Kuzey Irak Bölgesel Yönetiminin petrolü satmak için fiyatlarda indirime gitmesi ile Kuzey Irak petrolü, piyasada kapışılmaya başlandı.
Geçen hafta Yunan firmasına ait United Leadership ve United Emblem adlı tankerler Ceyhan’dan yüklenerek yola çıkmış, United Leadership tankeri alıcı çıkmadığından dolayı Fas açıklarında demirlemişti. United Emblem tankeri ise Malta açıklarında, petrolü, yine Yunan firmasına ait Falcon Nostos tankerine aktararak tekrar Ceyhan a döndü.
ABD’ye ilk sevkiyat
Bu arada Yunanistan firmasına ait 2 tankerden birisinin İsrail’e diğerinin ise ABD ye gitmesi dikkat çekti.
274 metre uzunluğunda 151. 000 grostonluk MAJESTİC adlı tanker ise Ceyhan’dan aldığı petrolü, Phiadelpia götürmek üzere 20 Haziran’da Ceyhan’dan ayrılarak rotasını ABD ye çevirdi.
Marinner A isimli Yunan firmasına ait tanker ise bir hafta içersinde Ceyhan-Hayfa seferinden sonra Mersin-Hayfa hattında 3. Seferini yaptığı belirlendi.
İlginç olan ise yine Yunan firmasına ait olan JENNY 1 adlı tanker İsrail’in Ashkelon limanından ayrılarak Mersin limanına geldi. Petrol’ün Mersine kamyon tankerlerle Ceyhan’dan geldiği belirtiliyor.
Tankerler sırada
IŞİD terörü, saldırıları ve Kuzey Irak’taki otorite boşluğu nedeniyle Kuzey Irak Bölgesel Yönetimin pompaladığı petrolün pazarlanmasını kolaylaştırdı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız 3. yüklemeden bahsetmesine rağmen Ceyhan Limanında yüklemesi yapılan veya yüklemek için bekleyen onlarca tankerin var olduğu ortaya çıktı.
Gemi takip sistemine göre son 5 gün içinde Ceyhan limanından petrol alarak ayrılan ve hala orada olan veya petrol almak için Ceyhan’a giden tankerler şöyle:
Petrol alarak giden gemiler
MAGESTİC : Yunan firmasına ait olan 150 bin grostonluk tanker 20 Haziran’da Ceyhan’dan ayrıldı rotası Amerika
UNİDET EMBLEM : Yunan firmasına ait gemi bir hafta içinde ikinci seferini yapıyor. 161 bin grostonluk tanker 21 Haziran’da Ceyhan’dan ayrıldı. Rotası Malta.
AGIOS NİKOLAUS: Yunan firmasına ait olan 40 bin grostonluk tanker 22 Haziran’da Ceyhan’dan ayrıldı. Rotası Yunanistan.
UNİTED KLAVRVTA: Yunan firmasına ait olan 159 bin grostonluk tanker 23 Haziran’da Ceyhan’dan ayrıldı. Rotası İtalya’nın Augusto limanı.
PANAGİA ARMATA: Yunan firmasına at olan 99 bin grostonluk tanker 24 Haziran’da Ceyhan’dan ayrıldı. Rotası Tunus’un Bizerte limanı.
NORD FARER: Singapur firmasına ait olan 55 bin grostonluk tanker Ceyhan’dan 25 Haziran’da ayrıldı. Rotası Mısır.
Ceyhan limanında olan gemiler
VALFOGLİA: İtalya firmasına ait olan 109 bin grostonluk gemi Fransa’nın For Sur Mer limanından hareket etti. 26 Haziran’da Ceyhan’da demirledi
RİCH DOCHESS II: Japon firmasına ait olan tanker Fransa’nın For Sur Mer limanından hareket etti. 26 Haziran’da Ceyhan’da demirledi
Ceyhan Limanına gelecek olan gemiler
POLA: Yunan Firmasına ait olan 151 bin grostonluk tankerin İtalya’nın Trieste limanından ayrıldığı ve 29 Haziran’da Ceyhan’da olması bekleniyor.
GİBRALTAR: İngiltere firmasına ait olan 29 bin grostonluk tankerin İspanya’nın Gibraltar limanından ayrıldığı ve 29 Haziran’da Ceyhan’da olması bekleniyor.
Derya Derviş
Aydınlık
http://rasthaber.net/isid-vurdu-petrol-abd-ve-israile-akti/
IŞİD askerlerinden biri, ilk defa bir Arap gazetesine konuşuyor. Ebu Bekir el-Cinabi, er-Rai'ye verdiği demeçte ''Irak-Şam İslam Devleti'' askeri olduğunu söylüyor. El-Cinabi Bağdat'ta, Bağdatlı ve Irak'ta bilinen el-Cinabi aşiretinden.
IŞİD Lideri Ebu Bekir el-Cinabi: İzzet El-Dori bizimle aynı hedef için çalışıyor
Röportaj: Elijah C. Magnier
IŞİD askerlerinden biri, ilk defa bir Arap gazetesine konuşuyor. Ebu Bekir el-Cinabi, er-Rai'ye verdiği demeçte ''Irak-Şam İslam Devleti'' askeri olduğunu söylüyor. El-Cinabi Bağdat'ta, Bağdatlı ve Irak'ta bilinen el-Cinabi aşiretinden.
Irak Şam İslam Devleti örgütü liderlerinden Ebu Bekir el-Cinabi ''Devlet'in''(çev. notu: IŞİD üyeleri ve sempatizanları kendilerine Arapça el-Devle yani Devlet diyorlar) Musul'daki hükümet güçlerine karşı başlatılan operasyonun, içten ve planlandığı gibi IŞİD'in yanında yer alan diğer gruplarla birlikte başladığını belirtti. Ayrıca Irak eski cumhurbaşkanı yardımcısı İzzet İbrahim El-Duri'ye atıfta bulunarak ''bizimle aynı hedef için işbirliği içinde, şu ana kadar da bir şüphe uyandırmadı, ancak üstteki el Devlet'indir'' dedi.
El-Cinabi ''El-Rai'' ile yaptığı özel söyleşide, operasyona katılan ''Nakşibendiler, Mücahidin Ordusu ve İslami Ordu'' grupları ile daha önceden de işbirliği yaptıklarını ve Nakşibendi Adamları ile Irak BAAS'ının; İslâm'ı bilmeyen Suriye BAAS'ından farklı olduklarını, İslami Fetihlere inandıklarını ve Suriyelilerin aksine İslam dininin gerekliliklerini yerine getirip namaz kıldıklarını ve oruç tuttuklarını belirtti. Ardından şunları söyledi: ''Irak devletine karşı savaşan Ensar el-İslam gibi diğer gruplar bize katılmaya başladı.'' El-Cinabi, İslam Devleti'ndeki liderlerin çoğunun Irak devletindeki eski askeri liderler olduklarını ve şu anki liderlerle de ilişkilerin sürdüğünü ve bu ilişkilerin çoğu şeyi kolaylaştırdığını söyledi.
El-Cinabi, Obama'nın Irak hükümeti güçlerine yardım kararını iyi bulduğunu ve bu şekilde Amerika ve Maliki'nin, Sünnilere karşı savaş başlatmış gibi görüneceklerini belirtti.
El-Cinabi'ya göre Suriye ve Irak'ta iki cephede savaşıyor olmaları Devlet'i zayıflatmıyor. El-Cinabi, iki cephenin de birbirinden ayrı olduğunu söylüyor.
Röportajın tamamı:
Rai: Devlet'in, Irak'taki askeri operasyonlarda üstün el olduğunu mu düşünüyorsunuz yoksa süren çatışmalarda diğer müttefiklerin esas gücü oluşturduğunu mu?
El-Cinabi: Devlet bu savaşı diğer gruplarla birlikte sürdürüyor. Bu grupların başında Nakşibendi Adamları, Mücahidin Ordusu ve İslami Ordu geliyor. Hiç biri Devlet'e karşı savaş ilan etmedi aksine ortak düşmana karşı beraber savaşıyoruz. Lakin bugün bu gruplarda büyük bir dönüşüm var aynı zamanda militan kaybederek eriyorlar. Bir çoğu bağlı oldukları bu gruplardan ayrılıp bize katılıyor. Misal bir kaç gün önce Diyale'de, İslami Ordu Devlet'e katıldığını ilan etti. İzzet İbrahim el-Duri ise bizimle aynı hedef için işbirliği içinde, şu ana kadar da bir şüphe uyandırmadı ancak üstteki el de Devlet'indir. Devlet'in bayrağını Beyci'de, Tikrit'te ve diğer kentlerde dalgalandığını görüyorsunuz ama biz yine de Irak hükümetine karşı tek başımıza savaştığımızı söylemiyoruz.
Rai: ''İslam Devleti'' (IŞİD) ile Irak BAAS'ının fikirleri nasıl bir arada durabiliyor? İki doktrin arasında büyük farklıklar var.
El-Cinabi: Irak hükümeti, yıllarca zulüm yaşamış gruplarla değil, ''Devlet'' ile savaştığını iddia ederek Sünnilere baskı yaptı ve seslerini kesmeye çalıştı. Bunun yanı sıra Irak BAAS'ı, Suriye BAAS'ından farklıdır. Suriye BAAS'ı İslam'ı bilmez ama Irak BAAS'ı Arabizm'e ve İslami fetihlere inanıyor. Suriyelilerin aksine İslami gereklilikleri yerine getiriyor. Bir çoğu, Devlet saflarına geçti. Dolayısıyla Nakşibendi Adamları, Suriye BAAS'ından farklı. Bizimle namaz kılıyorlar, oruç tutuyorlar. İslami geleneklerimiz aynı. İki tarafın çıkarları, şu andaki ihtilafların yükselmemesine bağlı.
Rai: ABD başkanı Obama'nın, Devlet'i vurmak amacıyla Irak hükümetine yardım kararı için en diyorsunuz?
El-Cinabi: Bu iyi bir şey. İmzayı atarsa bizim için olumlu olacak. Amerika ve Maliki, Irak'taki Sünnilere karşı savaşıyor gibi görünecekler. Lakin bu karar bir fayda sağlamayacak. Irak'ın siyasi ve mezhebi yapılarında radikal değişikliğe gitmesi gerekiyor. Condeelaze Rice da daha önce bunu söylemişti.
Rai: Sizinle beraber savaşan diğer grupların, Irak ve Amerika ile ateşkes yapması mümkün müdür?
El-Cinabi: Devlet var oldukça kimse Amerika ile herhangi bir anlaşmaya imza atamaz. Irak Devletine karşı savaşan bazı grupların da bize katıldığını görüyoruz. Ensar El-İslam gibi. Biz de herkesle işbirliği yapıyoruz. Özellikle Anbar bölgesinde.
Rai: Bazıları İslami Devlet'in iki cephede aynı anda savaş veriyor olmasının baskı unsuru oluşturacağını ve Devlet'i zayıflatacağını düşünüyor. Siz bu görüşe katılıyor musunuz?
El-Cinabi: Hayır. Bu doğru değil. Çünkü cepheler birbirinden ayrılıyor. Irak sınırını aşıp Suriye'ye giden savaş ganimetleri de sadece bonustu, başka bir şey değil. İki cephenin Devlet'i zayıflatacağını düşünenler, geçen ocak ayında Devlet'in Nusra ve diğer gruplara karşı olan savaşta kaybedeceğini de söylemişlerdi. Bak şimdi, her şey nasıl da bizim lehimize döndü. Çünkü bizim sürprizlerimiz oldu ve daha çok sürprizimiz olacak.
Rai: Musul savaşının zamanlaması nasıl oldu?
El-Cinabi: Yakın zamanda Musul ve Selahaddin kentlerinde bir şeylerin olacağını öğrendik ama zamanlamayı bilmiyorduk. Bütün öğrendiğimiz hazırlığını yapmaya başladığımız bir savaşın olacağı, sürpriz bir şekilde gerçekleşeceği ve bir çok grubun bu savaşa ortak olacağı. Bununla birlikte Devlet, sıfır saatinden önce Musul'daydı ve operasyona planlandığı gibi Irak güçlerine karşı içten başladı.
Rai: Neden Bağdat'a herhangi bir saldırı görmüyoruz?
El-Cinabi: Musul 2 milyonluk bir şehir Bağdat ise 6 milyon. Bağdat'ın kuzeyi Şiilerin kalesidir. Kazımıye ve Sa'la gibi. Bunun yanında İslami Devlet başkentin kalbinde, güneyinde ve Babil kentinin kuzeyinde var. Mücahitlerimiz Kerkük ve Diyale'de ilerliyor. Aynı zamanda askeri üs olan Taci ve Bağdat uluslararası havaalanı önümüzde duruyor. Başkente doğru ilerlemeye başlamadan önce askeri varlıkları bitirmek amacıyla Beyci rafinerisi etrafında çatışmalar sürüyor.
Rai: Bağdat'a nasıl girilecek? Kolay değil.
El-Cinabi: İslam Devletindeki liderlerin çoğu, Irak devletinde eski askeri liderlerdi ve şu anki liderlerle de ilişkileri sürüyor. Bu ilişkiler çoğu şeyi kolaylaştırıyor. Diğer yandan Devlet'e karşı direnmekten vazgeçen birçokları var. Maliki için ölmekten vazgeçtiler. Sünni subayların çoğu çocuklarına karşı savaşmayı reddetti. Özellikle Devlet'in askerleri arasında akrabaları olan subaylar. Bununla birlikte bizim basında, Maliki ile çalışanları nasıl ortadan kaldırdığımızı da gösterdik.
Rai: Peşmerge güçlerinin Kerkük ve Hanikin'deki ilerleyişleri için ne diyeceksiniz?
El-Cinabi: Bu bölgelerde Devlet'in mücahitleri ile Peşmerge güçleri arasında çatışmalar var, Kürtlerle şiddetli çatışmalar var. Kerkük çevresinde dikkate değer ilerleme sağladık ve bir kaç casus yakaladık. İtiraflarından sonra hepsini idam ettik. Savaş sürüyor. Fırsattan yararlanıp Irak topraklarına saldırdıkları için pozisyonları iyi durumda değil. Maliki de onlara saldırdı ve hamlelerini eleştirdi.
Rai: Devlet'in, Kerkük'ü Kürtlere bırakacağını düşünüyor musunuz? Bölgesel yönetim lideri Mesud Barzani Kerkük'ün korunması ve Kürdistan'a katılması için genel seferberlik ilan etti.
El-Cinabi: Devlet mücahitlerinin bir çoğu, Amerikan güçlerine destek verdikleri için Kürtlere karşı kin beslemiştir. Devlet, Kerkük'ten vazgeçmeyecektir.
Rai: Irak'ta, Suriye'ye oranla daha az sert olan bir Devlet var. Suriye'de daha çok kan dökülüyor, neden?
El-Cinabi: Irak, Suriye'den farklı. Aynı şey olsaydı ve insanlar aynı akla sahip olsaydı aynı Devlet'i görürdün. Ayrıca Irak'ta 2006 yılında sert başladık ve dersimizi aldık.
Rai: Daha fazla açıklayabilir misiniz?
El-Cinabi: Devlet bir grup değildir, bir ideolojidir. Mücahitleri ve Emirleri öldürebilirsin ama fikirleri yok edemezsin. Dolayısıyla taşıdığımız ideoloji sayesinde çok sayıda gönüllü çekmeyi başardık. Soruyoruz: Neden bu Sahvalar (Uyanış birlikleri) bize karşı savaş veriyor? Demokrasiyi yerleştirmek için mi? Hayır! Onlar siyasi çıkarlar için savaşırken biz Hilafeti ve İslami Şeriatı kurmak için savaşıyoruz. Bu da Devlet'in fikrini benimsemiş mücahitlerin, sınırları ilga etmek ve genişleyerek insanları bir araya getirmek için içlerindeki ateşi ve arzuyu tutuşturuyor.
Rai: Lübnan için bir plan var mı?
El-Cinabi: Yorum yok. Yakın zamanda bir şeyler göreceğimizi söyleyebilirim.
Çev: Hasan Sivri
http://medyasafak.com/haber/1502/bir-isid-lideri-ile-ilk-roportaj--izzet-el-duri-bizimle-birlikte
Suriyeli yerel kaynakların bildirdiğine göre Irak-Suriye sınırındaki Nusra Cephesi liderlerinin IŞİD lideri Ebu Bekir el-Bağdadi’ye biat etmesinden sonra Nusra’nın Şam kırsalındaki liderleri arasında da kopuşlar başladı.
Nusra Cephesi içerisindeki ayrılıkların arttığını belirten kaynaklar, örgütün önde gelen liderlerinden Ebu Cafer Şer’i, Ebu Zehra el-Urduni ve Ebu Hamza el-Ensari’nin de IŞİD Lideri Ebu Bekir el-Bağdadi’ye biat ettiğini öne sürdü.
Kaynaklar, Nusra Cephesi’nden IŞİD’e katılan en önemli ismin Cafer eş-Şami olduğunu belirterek örgütün Doğu Guta’daki Komutanı Şami’nin IŞİD Lideri Ebu Bekir el-Bağdadi’ye biatını açıkladığını ifade etti.
Suudi Arabistan destekli İslam Ordusu adlı grubun lideri Zehran Alluş’un IŞİD’in Şam kırsalında güçlenmeye başladığına dair sözlerini aktaran kaynaklar, Nusra’dan IŞİD’e son katılımların Doğu Guta’da kaygı yarattığını söyledi.
IŞİD'in Musul ve Tıkrit'i ele geçirmesinden sonra Suriye'nin Irak sınırındaki Nusra Cephesi liderlerinin IŞİD'e biat ettikleri açıklanmıştı.
http://www.ydh.com.tr/HD12954_nusradan-iside-katilimlar-artiyor.html
Peşmerge lideri Mesut Barzani ilk kez bu kadar net konuştu,
"Artık Kürt halkının geleceğini tayin etme vakti geldi" dedi.
CNN İnternational kanalına röportaj veren Barzani Irakın
artık bir arada kalabilmesinin güç olduğunu söyledi:
Son on yıldır yeni ve
demokratik bir Irak inşa edebilmek için her türlü esnekliği ve çabayı
gösterdik, elimizden gelen her şeyi yaptık. Fakat maalesef bu tecrübe, olması
gerektiği gibi başarılı olmadı. Iraktaki son gelişmelerin ardından, Kürt
halkının kendi geleceğini belirlemesi için fırsatı değerlendirmesi gerektiğinin
artık kanıtlandığını düşünüyorum. Artık Kürt halkının geleceğini tayin etme
vakti geldi. Biz de Kürt halkının kararı neyse onu destekleyeceğiz.
Barzani'nin bu röportajı ABD dışişleri Bakanı John Kerry'nin
Erbil ziyaretinden hemen önce yapması dikkat çekti.
John Kerry Barzani ile kameralar önünde IŞİD terörünü
konuştu ama görüşmenin basına kapalı bölümünde K. Irak petrolü başta olmak
üzere hassas konuların ele alındığı öğrenildi.
ABD her ne kadar Maliki hükümetini destekler gibi görünse de
IŞİD'e silah ve eğitim desteği sağlıyor.
Petrol konusunda da aynı durum sözkonusu.
ABD, K. Irak'ın merkezden bağımsız bir şekilde petrol
satmasına karşı çıkıyor. Ancak petrolün ulaştığı adres bu tepkilerin de göstermelik
olduğunun ispatı.
K. Irak petrolünün ABD'nin tek gerçek müttfeki olan İsrail'e
satıldığı ortaya çıkmıştı.
MELTEM HABER http://www.meltemhaber.com/?haber,11363
Irak’ta IŞİD terörü, Hristiyanları da yerinden etti. IŞİD zulmünden kaçan Hristiyanlar güvenli bölgelere göç etti.
IŞİD terör
örgütü, Irak'ın kuzeyinde başlattığı saldırı sonrası yaşanan insani dram
artarak devam ediyor. Musul kentini ele geçiren IŞİD, Hristiyanların
yaşadığı bölge köylerini top atışına tuttu.
Saldırıların artması üzerine Hristiyanlar, Kürt Bölgesel Yönetimi'nin kontrolündeki Erbil'e göç etti. Çok kısa süre içerisinde Erbil'e göç eden yaklaşık 2 bin Hristiyan spor merkezine yerleştirildi.
Çatışmalardan kaçanların bir kısmı ise okullara sığındı. Kaçanlardan bi kadın: "Biz evlerimizden ayrılmak istemiyorduk ama teröristlerin saldırıları sonrası buraya gelmeye mecbur kaldık" dedi.
Irak'ta IŞİD saldırılarının başladığı 10 Haziran'dan bu yana yaklaşık 1 milyon kişinin göç ettiği belirtiliyor.
http://www.on4haber.com/haber/isid-hristiyanlari-goce-zorladi/41501/
Saldırıların artması üzerine Hristiyanlar, Kürt Bölgesel Yönetimi'nin kontrolündeki Erbil'e göç etti. Çok kısa süre içerisinde Erbil'e göç eden yaklaşık 2 bin Hristiyan spor merkezine yerleştirildi.
Çatışmalardan kaçanların bir kısmı ise okullara sığındı. Kaçanlardan bi kadın: "Biz evlerimizden ayrılmak istemiyorduk ama teröristlerin saldırıları sonrası buraya gelmeye mecbur kaldık" dedi.
Irak'ta IŞİD saldırılarının başladığı 10 Haziran'dan bu yana yaklaşık 1 milyon kişinin göç ettiği belirtiliyor.
http://www.on4haber.com/haber/isid-hristiyanlari-goce-zorladi/41501/
IRAK'ın Ninova vilayetine bağlı Telafer kentinde yaşayan Şii Türkmenler'in terketmek zorunda kaldığı evlerinin yağmalandığı bildirildi.Türkmen aktivist Murteda Musa, "Telafer'den kaçmak zorunda kalan Türkmenlerin evleri bir hafta önce yağmalanmaya başladı ve onlarca kamyon dolusu ev eşyasının el-Beac bölgesine doğru götürüldüğünü müşahede ettik" dedi.
AA muhabirine konuşan Türkmen aktivist Murteda Musa, "Telafer'den kaçmak zorunda kalan Türkmenlerin evleri bir hafta önce yağmalanmaya başladı ve onlarca kamyon dolusu ev eşyasının el-Beac bölgesine doğru götürüldüğünü müşahede ettik" dedi.
Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) terör örgütünün evlerine dönmek isteyen Türkmenler'den sadece Sünni olanlarına izin verdiğini dile getiren Musa, "Dolayısıyla sadece Şii Türkmenler'in evleri sahipsiz ve yağmalamaya maruz kaldı" diye konuştu.
Telafer'den kaçarak evlerini terketmek zorunda kalan Türkmenler'den yüzlerce Sünni aile 2 gün önce IŞİD'in çağrısı üzerine evlerine dönmüştü.
Bir süredir çatışmaların ve otorite boşluğunun yaşandığı ülkede, IŞİD militanları ve bazı aşiret güçleri, Musul, Tikrit, Bakuba ve Telafer kentlerininin yanı sıra Enbar'ın El-Kaim, Rave, Aneh, Ratbe ve Hadise ilçelerini de ele geçirmişti. Çatışmalar dolayısıyla yaklaşık 1 milyon sivil göç etmek zorunda kalmıştı.
http://www.ortadogugazetesi.net/haber.php?id=36173
AKP medyası, IŞİD'in arkasında ‘ÇUVALCI’
David Patreus ve İsrail olduğunu iddia ediyor. İsrail yaptığı
açıklamalarla, IŞİD sayesinde BOP'un hedefi Kürdistan'ın kurulmasından
memnun olduğunu bildiriyor
BOP’UN HEDEFİ KÜRDİSTAN’DI
Büyük Ortadoğu Projesi 20 yıl önce ABD’li Neo-Con’lar ve İsrail tarafından ortaya atılmıştı. Asıl hedef Arap dünyasına ve İran-Şii eksenine karşı araya İsrail’e bağlı bir Kürdistan kurdurmaktı. İsrail, IŞİD operasyonu ile bu hedefe ulaşıyor.
ERDOĞAN’A PETROL PAYI
Bu operasyon sırasında İsrail, yine Takvim’in iddiasına göre Balyoz operasyonu ile Türk donanmasını tasfiye etti. Daha sonra Erdoğan-Barzani yakınlaşması ile Kürt petrolünün İsrail’e gitmesi sağlandı. Türkiye, Kürdistan’a destek verdi.
SON AŞAMA: TÜRKİYE’Yİ BÖLME
İsrail’in asıl hedefi kendi kontrolü altındaki bir Kürdistan ile Türkiye’yi bölerek, hem petrole hem de suya kavuşmak. Böylece GAP’ı da kontrol etmek istiyor. Erdoğan, Köşk oyları için çözüm süreci adı altında bu bölünmenin taşlarını döşüyor.
İsrail sevinçli: Kürdistan kuruluyor
ABD Dışişleri Bakanı Kerry ile görüşen İsrail Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman, Irak’ta devam eden krizin bağımsız bir Kürt devleti sonucu doğurabileceğini söyledi. İsrail’in bu devleti tanıyan ilk ülkelerden birisi olacağı söyleniyor.
Kürtler İsrail ilişkisini gizledi
İsrail’in, uzun süredir Irak Kürdistanı ile sahip olduğu ilişkileri, Kürt bölgesinin talebi üzerine gizli tuttuğu iddia ediliyor. Kürdistan bölgesinde Mossad istasyon şefliği yapan Eliezer Tsafrir, Reuters’e yaptığı bir açıklamada, Kürdistan ile açık ilişkilere sahip olmak, bölgede elçilik açmak istediklerini ancak Kürtlerin buna sıcak bakmadıklarını söylemişti.
‘Kürdistan petrol satabilir’
Irak Petrol Bakanlığı’nın şikayetiyle açılan davada, Federal Mahkeme kararını verdi ve oybirliğiyle Irak Kürt bölgesel Yönetimi (IKBY) hükümetini haklı buldu. IKBY Doğal Kaynaklar Bakanlığı’nın resmi sitesinde yayımlanan açıklamada, "Karar, mahkeme heyetinin oybirliğiyle alındı. Irak Petrol Bakanlığının şikayeti reddedildi. Mahkeme, Kürdistan bölgesi aleyhine açılan davada, Irak Hükümetini haksız buldu. Bu karar bağlayıcıdır" denildi.
IKYB, bölgeden çıkardığı petrolü Türkiye’ye sevk ederek satmaya çalışıyordu. Bağdat yönetiminin ve ABD’nin karşı çıkması sebebiyle bölgeden gelen petrole alıcı bulunmasında önemli güçlükler çekiliyordu.
Türkiye nasıl kandırılıyor? Kürdistan ile büyürsünüz!
Erdoğan Hükümeti’nin Barzani’yi petrol nedeniyle desteklemesi ve Türkiye’deki Kürtlere özerklik vaadi altında İsrail’in büyük oyun planı yatıyor. İsrail, Türkiye’nin Barzani’yi destekleyerek Kürdistan’ı kurdurmasını, sonra Türkiye’den parça kopararak Kürdistan’ı büyütmeyi hedefliyor. Neo-Con’lar ise Erdoğan’ı “Kürdistan size dahil olacak, Musul’u alıp Misak-ı Milli sınırına kavuşacaksınız gibi” yalanlarla kandırıyorlar. Türkiye büyüme hayalleri içinde, AKP eliyle tezgahlanan çözüm sürecinde küçülmeye ve parçalanmaya sürükleniyor.
http://www.yurtgazetesi.com.tr/gundem/kurdistan-israil-plani-h55651.html
Irak'ta Sadr Hareketi, IŞİD'e karşı savaşmak için gönüllülerden oluşacak El-Selam Gücü'nü kurduklarını açıkladı.
Irak'ta hakimiyet oluşturan katliamcı örgüt IŞİD'e karşı bölgedeki Şii örgüt ordu kuruyor. Sadr Hareketi Kerkük Temsilcisi Şeyh Raad Sahri, "IŞİD'e karşı savaşmak için gönüllülerden oluşacak El-Selam Gücü'nü kuruyoruz. Bu, Mehdi Ordusu değildir, düzenli ve teşkilatlı halk gücüdür" dedi.
Sahri, AA'ya yaptığı açıklamada, milis toplamaya devam ettiklerini belirterek "Kürdistan bölgesi ve Anbar vilayeti hariç, diğer bütün bölgelerde gönüllüleri kabul ediyoruz. Hüseyniyelerde kayıt yapılıyor. Kerkük'te de çok sayıda gönüllü, ismini yazdırdı. Ancak konu hassas olduğu için kişi sayısı hakkında bilgi veremem" dedi.
Sadr Hareketi'nin, Irak'taki olumsuz gidişata seyirci kalmayacağını ifade eden Sahri, sivil halkın korunması ve kutsal yerlerin zarar görmemesi için milis gücü oluşturduklarını dile getirdi.
'Sadr siyasetten uzak değil'
Sadr Hareketi lideri Mukteda el Sadr'ın, bir süre önce siyasete veda etmesine yönelik görüşlerini dile getiren Sahri, "Sadr, şu an herhangi bir siyasi tarafta yer almıyor. Ancak bu, siyasetten uzak olduğu anlamına gelmez. Başbakan Nuri Maliki'nin hiçbir politikasını beğenmiyoruz ve tasvip etmiyoruz. Sadr, Maliki'nin son açıklamalarını da onaylamıyor" diye konuştu.
http://haber.sol.org.tr/dunyadan/sadr-hareketi-iside-karsi-ordu-kuruyor-haberi-94187
Bizler, Atatürk İlke ve İnkılapları
çizgisinde ve Cumhuriyet’in temel ilkeleri doğrultusunda siyasi yaşamını
şekillendirmeye çalışan bir grup üniversite öğrencisiyiz. Türkiye’nin siyasi
geleceği hakkında aynı kanaati taşıyıp CHP’de birleşmemiz ve kanaatlerimizi
ülke insanlarımıza yansıtma hedefinde olmamız bizleri inceayarsiyaset.blogspot.com ismi altında
birleşmeye ve ülkemizin birlik ve beraberliğini temel almak suretiyle CHP’ye
hizmet etmeye sürükledi.
2013 Temmuz ayında kendi
imkanlarımız dahilinde bloğumuzu kurduk ve derslerimizin ağırlığına rağmen
vaktimizi düzenleyerek kendi aramızda görev paylaşımı yaptık.
Tüm bu olumsuzluklara rağmen
iktidarın gerçek yüzünü halkımıza tanıtma, Cumhuriyet Halk Partisi’nin dünü, bu
günü ve yarınını reel olarak insanlarımıza aşina kılma yönündeki hedefimize
devam ettik, üstelik ödün vermeksizin!
Siyasetin gerektirdiği ahlaki
anlayışı çalışmalarımızın desturu yaparak her türlü ağır eleştiri ve hatta
bazen itham ve çirkin sözlere göğüs gerdik. Defalarca bloğumuz kapatılmakla
tehdit edildi ve bizlere de vatan haini yaftası vuruldu ve defalarca youtube,
twitter ve facebook hesaplarımız kapatıldı.
Bunca sıkıntılara rağmen bir yılı
aşkın idare ettiğimiz bu blogun giderleri bizlerin gücü ötesine taştı ve
bizleri satışa çıkarmaya mecbur etti.
inceayarsiyaset.blogspot.com’un
Özel Bilgileri
Yönetici: Kemal Yıldırım
Takipçisi: 1453
Görüntüleme: 555799
Yüklediği fotoğraf: 5376
Yönetici: Hakan Çetin
Takipçisi: 85
Görüntüleme: 155262
Yüklediği fotoğraf: 2600
YouTube’deki abone sayısı: 193