İç güvenliği tehdit eden siyasi oluşumların faaliyetleri Teşkilat
tarafından rapor edilir. Raporda, “Gülen Hareketi’nin günümüzdeki İslam
anlayışı, Batı toplumlarına yakınlaşma açısından endişeler içeriyor”
tespiti yapılmıştır.
Aydınlık, Erdoğan’ın İsviçre’deki banka bilgilerinin Alman devletinin
elinde olma ihtimalini iki yıl önce gündeme getirmişti (19.11.2011).
Sözcü Gazetesi’nden Ali Gülen’in geçen hafta yayımlanan, “Tayyip’in gizli hesaplarının dökümü Merkel’in eline geçti”
başlıklı haberi, basın-yayın kuruluşlarını hareketlendirdi. Frankfurt
kaynaklı habere göre Gülen Cemaati, Erdoğan’ın tasfiyesini
hızlandıracak, gizli bilgiler içeren CD’lerin peşine düştü. Daha önce
ABD büyükelçilerinin gizli yazışmalarını internetten yayınlayan
‘Wikileaks’, İsviçre’de Erdoğan’a ait 8 ayrı banka hesabının olduğu
bilgisini sızdırmıştı. MİT üst düzey yöneticisi Kâşif Kozinoğlu da,
Erdoğan’ı zora sokan bu durumu Silivri’den aktarmıştı.
Almanya, Cemaati sorguluyor
Sol Parti (Die Linke) 2011 yılındaki Meclis soru önergesinde Merkel
Hükümeti’ne, Gülen cemaatinin Almanya’daki faaliyetlerinin hangi ölçüde
yıkıcı olduğunu, Cemaatin CİA’nın Almanya’daki uzantısı olup olmadığını
sordu (Bundestag, 17/7241). Soru önergesinde, Almanya’da iç
istihbarattan sorumlu Anayasayı Koruma Teşkilatı’nın Cemaatle ilgili
bilgi toplayıp toplamadığı da soruldu. Ağustos 2012’de Spiegel’de
yayımlanan Maximilian Popp imzalı haber-analizde “mafya oluşumuna”
benzetilen tarikat, ülkedeki basın-yayın kuruluşları tarafından mercek
altına alındı. “İmamın Sessiz Ordusu: Fethullah Gülen Hareketi ve
İlişkiler Ağı” adlı TV belgeseli ülkede geniş yankı uyandırdı (ARD/WDR,
15.04.2013). Haber başlıkları süreci özetliyor: “Almanya’da Gülen
Hareketi” (ARD, Fakt Programı, 22.10.2013), “(Fethullah) Hocanın emriyle
(Almanya’da) beyin yıkaması”, “Hocanın çağırdığı iblisler” (Die Zeit,
27.12.13), “Erdoğan’ın güçlü karşıtı (Gülen)”, “Türk Dışişleri Bakanı
Gülen ile müzakere istiyor” (Süddeutsche Zeitung, 30.12.13),
“Erdoğan’ın en güçlü rakibi Gülen” (FAZ, 29.12.13), “Kardeşler arasında
Komplo” (Tageszeitung, 30.12.2013)…
Ve Cemaat, Alman İç İstihbaratı’nın hedefinde
Fethullah Gülen Tarikatı, 2013 yılında Hessen Eyaleti Anayasayı Koruma
Teşkilatı’nın iç güvenlikle ilgili raporuna girmeyi ‘başardı’. İç
istihbarattan sorumlu Teşkilatın raporuna girmek: “Farkındayız,
takip altındasınız” anlamına gelir. İç güvenliği tehdit eden siyasi
oluşumların faaliyetleri Teşkilat tarafından rapor edilir. Raporda,
“Gülen Hareketi’nin günümüzdeki İslam anlayışı, Batı toplumlarına
yakınlaşma açısından endişeler içeriyor” tespiti yapılmıştır.
Buna rağmen, ülke genelinde Cemaate yakınlığı ile bilinen 50’yı aşkın
okul, 150 dershane ve 300 resmi dernek, tarikatın propagandasını
yapmaktadır. Üniversiteli gençleri hedefleyen ışık evlerinin sayısı ise
bilinmemektedir.
Ortadoğu Pazarı, Enerji Politikaları ve “Alman İslamı”
Büyük resme bakacak olursak, ihracata dayalı Alman kapitalizmi,
Bismarck’tan bu yana Türkiye üzerinden Ortadoğu’ya açılarak
yeraltı-yerüstü kaynaklardan pay almak istiyor. Almanya, Merkel’in
telefon görüşmelerinin Washington tarafından dinlenmesi sonucu ABD’ye
karşı güven bunalımı yaşıyor (NSA Skandalı). Alman basını da, Merkel
Hükümeti de Erdoğan döneminin sonuna gelindiğini biliyor. ABD’den
rahatsız olan, yatırım olanakları ve enerji politikaları nedeniyle Rusya
ve Çin’le ikili ilişkileri geliştiren Almanya, ABD’ye karşı doğrudan
mücadele edemediğinden BOP Eşbaşkanı Erdoğan’ın tasfiyesini destekliyor.
Almanya, ABD’nin uzantılarının devredışı kalmasından memnun. Erdoğan
tasfiye olurken, Cemaat ancak “oyunun kuralına göre hareket ettiği
sürece” Almanya’daki faaliyetlerini sürdürebilir. “Oyunun kuralı”,
Almanya’nın çıkarları ile eş anlamlıdır. Türkiye, Gül-Erdoğan-Gülen
döneminde dış devletlere, finans çevrelerine karşı daha da bağımlı hale
getirildi. Kozinoğlu’nun vurguladığı gibi: “Alman İstihbaratı RTE’ye,
AKP’ye uzanan bilgi ve belgeleri temin etmiştir. (İleride kullanmak
üzere.)” (Kâşif Kozinoğlu 2012: 163, Kaynak Yayınları). Bu durumda çok
kutuplu devletler sistemini benimseyen Merkel Hükümeti’nin Türkiye’den
beklentileri neler olabilir? Almanya, her koşulda Ortadoğu pazarı ve
enerji politikalarında kendi çıkarlarını gözetmek ister. Cemaat
bağlamında ise, Almanya ve birçok AB ülkesinin arzusu, “Alman veya Euro
İslamı”nın Avrupa’da yaşayan Türkler arasında kabul görmesidir. Cemaat
ancak Alman İslamı projesinde rol almayı kabul ederse, Almanya’daki
varlığını sürdürebilir.
Beyhan Yıldırım / Berlin
http://www.ulusalkanal.com.tr/gundem/almanya-erdogan-cemaat-catismasini-yakindan-izliyor-h20546.html
Almanya, Erdoğan-Cemaat çatışmasını yakından izliyor
Bizler; ABD ve AB’ Ülkelerinde eğitim gören, aynı zamanda ATATÜRK İlke ve İnkılaplarına bağlı, Ülkesini, Vatanını ve Milletini seven, Siyasi Parti olarakta CHP’ye yakın SOL eğilimli Türkiye’li Üniversite öğrencileriyiz. inceayarsiyaset.blogspot.com siz değerli arkadaşlarımızın faydalanması için açılmıştır. Amacımız; Türkiye’de izlenilen siyasetleri özellikle de İktidar partisinin yanlış siyasetlerini yakından takip edip mercek altına alarak siz değerli okuyucularımızla paylaşmaktır.
Powered by Blogger.
0 comments
Write Down Your Responses