Erdoğan’ı indirme planı erkene alındı

Önceki akşamdan duyuruldu. 
 
 
CHP kitlesel basın açıklaması yapacak. İstanbul/Taksim’de.

Yaygın algı: CHP sahaya iniyor.

Günümü ona göre planlıyorum.

Dokunmam lazım:

17 Aralık süreci 71. gününde.

CHP ilk kez sokağa inecek.

***

Açıklama 12.00’de.

Saatinden önce geliyorum.

Meydan: Beton.

İnsan trafiği: Rutin.

Tek farklılık: Polis sayısı artırılmış.

***

Yanlarına yaklaşıyorum.

Standart donanımlı:

Baret, kalkan, gaz maskesi.

Ve çok sayıda gaz tüfeği.

Demek: Gazlı bir görev emri almışlar.

***

Önlerinde bir grup polis şefi.

Konuşmayı deniyorum:

Açıklamaya izin var mı?

Biri: Verildi.

Diğeri: Kolumdan iterek uzaklaştırıyor.

Gergin ve sinirliler.

Algı: Yeni “Gezi korkusu”.

Tepelerden aşağıya yansıyan.

***

CHP otobüsü İstiklal’den meydana çıkışta.

Fransız Konsolosluğu önünde.

Brüt 2-3 bin kişi.

Konsolosluk önünü bile tam dolduramıyor.

Bir kısmı günlük trafik.

100 kadar da gazeteci.

Manzara.

Erkekler: Durgun.

Kadınlar: Gayretli.

Gezi gençliği: Gelmemiş.

Polisler boşuna gerilmişler.

***

Mustafa Sarıgül’ün otobüsü giriyor.

Yanında İl Başkanı: Oğuz Kaan Salıcı.

70-80 kişi otobüse doğru koşuyor.

Anons:

“Sarıgül geliyor!”

“Adalet için! Özgürlük için! Dürüstlük için!”

Şaka gibi.

***

Açıklama başlıyor.

Genel hırsızlık edebiyatı.

Caddenin günlük trafiği birikme niyetinde değil.

CHP’yi teğet geçiyor.

Üzülüyorum.

Beklentim: Birkaç on bin kişiydi.

***

Oysa: Kılıçdaroğlu ilk kez bu kadar köşeli.

Grup konuşması: Hücûm borusu gibi.

Görev tanımları: Önceden, “yesinler birbirlerini”ydi.

Aydınlık’ı eleştiriyorlardı: Kavgaya fazla müdahil olmayın.

Şimdi: Kendileri en ön safta.

Hükümet’i: Gayri meşrû ilan ettiler.

Erdoğan’a: Yurt dışına kaç diyorlar.

***

Yani: CHP yönetimi sahaya indi.

Ama: Örgütleri tereddütlü.

Seçmen kitlesi: Uzak.

CHP’de bir şeyler eksik.

Bir şeyler fazla.

***

CHP niye öne atıldı?

Kavgada zamanlama değiştirilmiş gibi.

Strateji şöyleydi:

Bir: Kasetlerle, dosyalarla Erdoğan’ı iyice zayıflatmak.

İki: Yerel seçimde başarısız kılmak.

Üç: Böylece çekilmeye zorlamak. Yani, Erdoğan’sız AKP.

Dört: CHP ile koalisyon.

***

Şimdi:

Telekulak: Hamleleri öne aldırmış gözüküyor.

Vurucu kasetler Mart ortasında bekleniyordu.

Hemen servise başladılar.

“Baba-oğul” kasetiyle gündemi yönetiyorlar.

Önemlisi: CHP yönetimini sahaya sürdüler.

Belirtiler gösteriyor ki:

Erdoğan’ı indirmek için abanacaklar.

Hem de 30 Mart’tan önce.

***

Fehmi Koru içeriden yazıyor.

Yeni stratejiyi teyid ediyor:

“İktidar partisi ABD’nin 11 Eylül 2001 tarihinde uğradığı saldırılara benzer bir girişime maruz kaldığı kanaatinde; bunu ‘beka’ sorunu olarak görüyor ve demokrasiye karşı güçlere ‘istiklâl mücadelesi’ verdiğini düşünüyor...” (Star gazetesi, 25 Şubat 2014).

***

İktidar kavgasında her şey var.

Bütün araçlar kullanılıyor.

Bütün güçler sahada.

Bir tek silahlar patlamadı.

Daha neler olabileceği de belirsiz.

***

Taraflar artık mecbur.

Biri: İndirmeye.

Diğeri: Direnmeye.

Sorun: Yurtseverler ne yapacak?

CHP ne yapacak?

Burada da tablo netleşti.

Ya: Kendi iktidar seçeneklerini ortaya koyacaklar.

Ya da: Amerikancı kuvvetlerden birinin yedeği olacaklar.

***

Kader günleri.

Özellikle CHP yönetimi için.

Ya Türkiye’nin geleceğinde var olacak.

Ya da intihar edecek.

Rafet Ballı
rafballi@gmail.com
twitter.com/rafetballi
ulusalkanal.com.tr
 

0 comments

Write Down Your Responses

Bizler; ABD ve AB’ Ülkelerinde eğitim gören, aynı zamanda ATATÜRK İlke ve İnkılaplarına bağlı, Ülkesini, Vatanını ve Milletini seven, Siyasi Parti olarakta CHP’ye yakın SOL eğilimli Türkiye’li Üniversite öğrencileriyiz. inceayarsiyaset.blogspot.com siz değerli arkadaşlarımızın faydalanması için açılmıştır. Amacımız; Türkiye’de izlenilen siyasetleri özellikle de İktidar partisinin yanlış siyasetlerini yakından takip edip mercek altına alarak siz değerli okuyucularımızla paylaşmaktır.

Powered by Blogger.