Esad kazandı derken aslında belirtmiştik; Esad kazandı, Tayyip kaybetti.
Yani tüm bu Emevi Camii’nde namaz kılma hikayeleri ters tepti.
ABD ve İsrail’in gazıyla Esad’ı devirelim derken, başlarına uluslararası bir davayı sarma durumundalar.
Yenilginin faturası birilerine kesilmek üzere.
Sınırdaki illerde kurulan ve asker tarafından gizlenen kamplarda
desteklenen ve silah yardımı yapılan ÖSO gibi oluşumların ötesinde, El
Kaide türevlerine fazlasıyla arka çıkılması giderek bardağı taşırdı.
Bir de olayların doğrudan savcılık soruşturmalarına yansıması, yani
devletin resmi belgelerine girmesi açık kanıt niteliği kazandı.
Son yakalanan silah yüklü tır bunun somut örneği.
Ama sadece o da değil.
Kamplarda kalan Suriyeli miiltan ve komutanlarının çeşitli
tarihlerdeki itiraf niteliğindeki beyanatları zaten gazete ve TV’lerde
haber olarak yer alıyordu.
Suriye de, yakaladığı selefi/vahabi El Kaide/El Nusra/Irak Şam İslam
Devleti militanlarının itiraflarını ve ölü ele geçen Türk vatandaşı El
Kaidecilerin kimliklerini her fırsatta yayınlıyordu.
Dış basında pek çok kez gündeme gelen iddialara göre bu militanlar
Türk Devleti’nin koordinasyonu ile Suriye topraklarına sokuluyordu.
İskenderun limanına gelen silah yüklü gemiler, Katar ve Suudi
Arabistan’dan maaşlı, Libya, Tunus, Yemen, Afganistan, Çeçenistan
vesaire ülkelerden gelen El Kaideci militanların katar katar Suriye’ye
gönderilmesi, tüm bunların gözler önünde cereyan etmesi bilinen bir
gerçek.
28 Mayıs 2013’te Adana’daki El Kaide operasyonunda ele geçen ve sarin
gazı olduğu ileri sürülen kimyasal silahların savcılık iddianamesine
yansıması önemli bir olaydı.
Zaten Rusya bunun üzerine acilen BM Güvenlik Konseyi’nde suç duyurusunda bulunmuştu.
Savcının 132 sayfalık iddianamesinde şu ifadeler çok açık:
“Ahrar-ı Şam ve El
Nusrah/Nusra Cephesi'ne bağlı mensuplarca kullanıldığı anlaşıldığından,
El Kaide terör örgütü ile kimyasal silahlar/kimyasal maddeler
aralarındaki bağlantı görülmektedir.”
Zaten BM Suriye Bağımsız Soruşturma Müfettişi Carla Del Ponte de, kimyasal saldırılarla ilgili olarak El Nursa teröristlerini suçlamış ve Esad yönetimini aklamıştı.
7 Kasım 2013’te Adana’da bir uyuşturucu ihbarı sonrası yapılan
operasyonda, bir tırda 1200 adet roket başlığı bulunması yine sorulara
yol açmıştı.
Son olarak Hatay’ın Kırıkhan ilçesinde MİT’e ait olduğu Valilik
yazısıyla belgelenen bir tır konvoyunun silah ve mühimmat yüklü
olduğunun ortaya çıkması zaten sıcak suları iyice ısıttı.
ABD ve İsrail’in hedefindeki İHH ve MİT’in Suriye’deki militanlara
silah göndermesi ve bunun net bir şekilde belgelenmesi önemli bir
gelişme.
SUÇ DUYURULARI YAĞIYOR
Zaten bu yönde resmi girişimler de başladı.
Şam yönetimi 30 Aralık’ta, teröristlerin Suriye’ye girmesini
destekleyen ve onlara silah yardımı yapan Türkiye ve diğer ülkelerin
sorumlu tutulması için BM Güvenlik Konseyi’ne resmi başvuruda bulundu.
Suriye’nin BM Daimi Temsilcisi Beşar Caferi başvurudan sonra şunları söyledi,
“Türkiye hükümeti, Bab El
Havva, Fauz, Ayn El Bayda,Hırbet El Coz, Reyhanlı, Gazali ve Atima
bölgelerinden sistematik olarak terörist ve silah geçişlerini sağlıyor.
Türkler, Suriye halkına, devlet kurumlarına ve altyapı tesislerine her
gün terör saldırısı yapan grupları destekliyor. Teröristler, hastane,
okul, Müslüman ve Hıristiyanların kutsal ibadet mekânları, diplomatik
temsilcilikler ve hatta okuldaki ve okul araçlarındaki çocuklara bile
saldırmaktan çekinmiyor”.
Suriye Daimi Temsilcisi Caferi, mektubun ekine Türkiye-Suriye
sınırını geçen 546 Yemenli teröristin ismi kayıtlı bir liste koydu.
Bundan önce de Cenevre -2 konferansı için uzlaşan ABD ve Rusya,
Türkiye’yi El Kaide unsurlarına destek vermemesi yönünde defalarca
uyardı.
İnsan Hakları İzleme Örgütü
(Human Rights Watch) tarafından yayınlanan geçen yıl yayınlanan
raporda, radikal İslami grupların Suriye’ye Türkiye üzerinden giriş
yaptıkları ve bu gruplara Türkiye tarafından silah ve taktiksel destek
verildiği açık bir şekilde ifade edildi.
Hollanda’da da muhalefetteki aşırı sağcı Özgürlük Partisi
(PVV) Suriye'deki "terörist örgütleri desteklemekle" suçladığı Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan hakkında, Lahey’de bulunan Uluslar arası Savaş
Suçları Mahkemesi’nce soruşturma açılmasını istedi.
Son darbe de Suriye muhalefetinden geldi.
Suriye Ulusal Koordinasyon Komitesi’nin (NCC) ülke dışındaki lideri Heysem Menna,
11 insan hakları örgütünün, Türkiye'yi Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi'nde (AİHM) ''teröre destek vermek ve terör gruplarıyla
işbirliği yapmak'' suçlamasıyla şikayete hazırlandığını açıkladı.
Menna, bazılarına kendisinin de üye olduğu bu örgütlerin Türkiye'yi,
Suriyeli olmayan kendi ifadesiyle ''terörist'' grupların Suriye'ye
girişine kolaylık sağlamak, bunlarla işbirliği yapmak ve bu grupların
Türkiye sınırları içinde eğitim görmesine izin vermekle suçladıklarını
belirtiyor.
Global Network for Rights and Development / Haklar ve Kalkınma için
Küresel Ağ (GNRD) , International Coalition Against War Criminals /
Savaş Suçlularına Karşı Uluslararası Koalisyon (ICAWC), Arab Commission
for Human Rights / İnsan Hakları Arap Komisyonu (ACHR) adlı örgütlerin
de bu 11 yapı arasında bulunduğunu kaydeden Menna'ya göre, Türkiye'den
bazı insan hakları grupları da suç duyurusuna destek veriyor.
Bizce bu işin varacağı yer, Türk hükümetine yönelik Uluslar arası Savaş Suçları Mahkemesi’nde kapsamlı bir dava açılmasıdır.
Bu davanın yapı taşları her geçen gün ve her yönden pey der pey oluşturulmakta.
Yani içerdeki ayakkabı kutusu operasyonuna dış mihrak diyen Başbakan, asıl dış mihrakı pek yakında görebilir.
Hüseyin Vodinalı
http://www.odatv.com/n.php?n=dis-mihraklarin-buyugu-heybede-0401141200
Dış mihrakların büyüğü heybede Erdoğan Davutoğlu Lahey'e doğru
Bizler; ABD ve AB’ Ülkelerinde eğitim gören, aynı zamanda ATATÜRK İlke ve İnkılaplarına bağlı, Ülkesini, Vatanını ve Milletini seven, Siyasi Parti olarakta CHP’ye yakın SOL eğilimli Türkiye’li Üniversite öğrencileriyiz. inceayarsiyaset.blogspot.com siz değerli arkadaşlarımızın faydalanması için açılmıştır. Amacımız; Türkiye’de izlenilen siyasetleri özellikle de İktidar partisinin yanlış siyasetlerini yakından takip edip mercek altına alarak siz değerli okuyucularımızla paylaşmaktır.
Powered by Blogger.
0 comments
Write Down Your Responses