Emekli Albay Cemal Temizöz, yargılandığı davada bir şema ortaya
koydu. Şemada, Kayseri'de ordu içindeki F tipi hücreyi soruşturan
komutanlar vardı. O komutanların akıbeti ise tutuklanmak oldu
Diyarbakır 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen ve Cizre'de 1993-95
yılları arasında işlendiği iddia edilen faili meçhul cinayetlerle ilgili
davada karar sürecine girildi. Cumhuriyet Savcısı Mehmet Şahin, davanın
1 numaralı sanığı pozisyonundaki emekli Albay Cemal Temizöz hakkında 5
kez ağırlaştırılmış müebbet ve 100 yıl hapis cezası isterken, tutuksuz
sanıklar Kamil Atağ, Temer Atağ ve Kukel Atağ'ın beraatini istedi.
Savcı, diğer sanıklar hakkında da ağırlaştırılmış ömür boyu hapis
cezaları talebinde bulundu.
'Kayseri birliklerindeki komplo'
Savcının 22 sayfalık mütalaasını açıklandığı 3 Ocak Cuma günkü
duruşmada, Cemal Temizöz'ün yaptığı savunmada çok önemli bir ayrıntı,
kamuoyuna aktarılmadı.
Temizöz, savunmasında Mahkeme Heyeti'ne bir şema sundu. "Kayseri
Olayı ve Komplo Kurulanlar-Kayseri'deki Birlikler" başlıklı şema, 2009
yılı başında Kayseri'de yürütülen bir soruşturma ile ilgiliydi. Şemada,
Fethullah Gülen cemaatinin Türk Ordusu içindeki faaliyetleriyle ilgili
soruşturmayı yürüten ekip ve Cemaat'in elemanları yer aldı.
Temizöz, şemada yer alan dönemin Kayseri Jandarma Bölge Komutanı
Tuğgeneral Ali Aydın, Kayseri İl Jandarma Komutanı Albay Cemal Temizöz,
Hava Kuvvetleri Komutanlığı Adli Müşaviri Hâkim Albay Bülent Günçal,
Hava Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Mahkeme kıdemli Hâkimi Albay Ahmet
Erdem, soruşturmayı yürüten Askeri Savcı Hâkim Albay Ahmet Zeki Üçok,
dönemin Kayseri Hava İkmal Bakım Merkezi Komutanı, daha sonra da
Genelkurmay Lojistik Başkanı olan Korgeneral Rıdvan Ulugüler'in Balyoz
tertibiyle tutuklanmalarına dikkat çekti.
Adı geçen komutanların Balyoz davasında aldığı cezalar şöyleydi:
-Rıdvan Ulugüler: 16 yıl
-Ali Aydın: 18 yıl
-Ahmet Zeki Üçok: 16 yıl
-Cemal Temizöz: 18 yıl
-Ahmet Erdem: 16 yıl
-Bülent Günçal: 16 yıl
Yargıtay 9. Ceza Dairesi, 5 komutanla ilgili İstanbul 10. Ağır Ceza
Mahkemesi'nin verdiği kararı 9 Ekim 2013 tarihinde onarken, Ali Aydın
hakkında ise beraat kararı verdi. Ali Aydın, o dönem Bölge Komutanı
olduğu için yıllarca tutuklu kalırken, diğer komutanların tutukluluk
halleri ise devam etti.
Kayseri'deki soruşturma neydi?
Hava Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Savcılığı, 2009 yılının Mart
ayında, o dönem Tümgeneral rütbesiyle Kayseri 2. Hava İkmal Bakım
Merkezi Komutanı olan Rıdvan Ulugüler'in "fişleme" yapmakla suçlanmasına
neden olan iki sahte emirle ilgili soruşturma başlattı. Soruşturmada
kapsamında tutuklanan Astsubay Ali Balta, komutanlık bilgisayar
sistemine girerek sahte emirler üretmekle suçlandı. Savcılık, 7 ve 11
Mart 2009 tarihlerinde Balta'nın ek ifadesine başvurdu. Balta,
ifadesinde, kurulan kumpası ve örgütleyen merkezi şu sözlerle anlattı:
İsim isim 'F tipi hücre' elemanları
"Astsubay okulundayken Denizli'de kaldığım Işık Evi'nden ağabeyim
beni arayıp Kayseri'de beni bulacaklarını söyledi. Gelen Tarık isimli
kişi ağabeyliğimizi yapacağını açıkladı. Kayseri'de astsubaylar İsmail
Dağ ve Orhan Güleç'le birlikte bizi Ersin Şafak ve soyadını
hatırlamadığım Yusuf isimli kişi ile tanıştırdı. Yusuf, Işık Evi
yapılanması içinde Ersin ve Tarık'tan daha üst düzeyde görev yapıyordu.
Bize 'bundan sonra ev ağabeyiniz Ersin Şafak'tır. Onun söylediklerini
dinleyeceksiniz' dedi. O günden sonra Ersin Şafak bizim ev ağabeyimiz
oldu."
'Flash bellekteki dosyayı sisteme kopyaladım'
"Yusuf, bana, AKP'nin Kayseri'de iyi hizmetlerde bulunduğunu, bu
nedenle seçimlerde AKP'ye oy vereceğini belirttikten sonra Ergenekon
gibi bir örgütü ortaya çıkardıklarını, yüksek düzeyde birçok insanı
içeri aldıklarını söyledi. Daha sonra bana içinde Word belgesi olan bir
flash bellek getireceğini belirterek, bu belgeleri komutanlığın Doküman
Yayın Sistemi'ne aktarmamı istedi. Bunu yapmazsam Denizli'de Işık
Evleri'nde kaldığımı komutanlarıma söylemekle tehdit etti. Bu durumun
ortaya çıkmaması için teklifi kabul ettim ve Yusuf ile buluşarak flash
belleği aldım. Bu buluşma sırasında Yusuf'tan, Yüzbaşı Mesut Okutan'ın
bilgisayarının şifresinin yazılı olduğu kâğıdı da aldım. Yüzbaşı'nın
bilgisayar şifrelerini nasıl elde ettiklerini bilmiyorum.
Yusuf, kâğıdı verdikten sonra, 'Dediklerimi yaparsan birçok kötü
insan temizlenecek' dedi. İcra Koordinasyon Kısım Amirliği'ne giderek,
boş bilgisayarın başına oturdum. Bilgisayarı, Okutan'ın şifresini
girerek, açtım ve flash bellek içindeki Word dosyasını sisteme
kopyaladım.
Bir dosyayı da İhale Komisyonu Başkanlığı'na gönderdim. Daha sonra
bilgisayarı kapatarak, odadan çıktım. Akşam mesai bitimi sonrasında
Yusuf'la buluşarak, flash belleği teslim ettim."
'Gülen'in eserlerini getirdi'
İfadesinde, TSK personelinin fişlendiğini de söyleyen Balta,
Kayseri'de astsubaylar İsmail Dağ ve Orhan Güleç'le birlikte
oturduklarını, kendileriyle tanıştırılan Ersin Şafak'ın Fethullah
Gülen'in eserlerini getirerek, yorumlarda bulunduğunu anlattı. Balta,
Şafak'ın bazen de Excel dosyaları içindeki subay ve astsubaylarla ilgili
sorular sorduğunu ve bilgi istediğini kaydetti.
Esnafı askere karşı kışkırtma
Ali Balta'nın sisteme kopyaladığını itiraf ettiği ilk dosyada, Rıdvan
Ulugüler imzalı TSK İç Hizmet Kanunu ve Yönetmeliği uyarınca, er ve
erbaşların Kayseri'de giremeyecekleri yerlerin yazılı olduğu sahte bir
emirdi.
O dönem savcılığın saptamalarına göre, Ulugüler imzalı emrin 5
maddeden oluşan orijinalinde, er ve erbaşların giremeyecekleri yerlerin
Kayseri Emniyeti ile koordineli biçimde belirlendiği bilgisi yer
alıyordu. Sahte emirde ise Kayseri Emniyet Müdürlüğü ifadesi, yer aldığı
4. maddeden çıkarılmıştı. Hedeflenen amaç, girilemeyecek yerlerin
sadece Ulugüler ve TSK tarafından belirlendiğini vurgulamaktı. Yani,
esnaf TSK'ya karşı kışkırtılacaktı.
Kışkırtma bildirisi dağıtıldı
Tam da buna uygun olarak sahte emrin sisteme girilmesinin ardından
yasaklanmış gibi gösterilen lokanta ve otel sahiplerine "Sayın İşletme
Sahibi" başlığıyla bir yazı gönderildiği kamuoyuna yansıdı. Milliyet
gazetesinde 21 Mart 2009'da Türker Karapınar imzalı haberde, yazıdaki şu
ifadelere yer verildi: "Ulugüler, kanunsuz emirle sizleri
fişlemektedir. Kayseri'nin otellerini ve lokantalarını kategorize
ederek, bazılarının sakıncalı olduğuna karar vermiştir. Ulugüler, haksız
rekabet oluşturmuş ve görevini kötüye kullanmıştır. Yapılan bu kanunsuz
ve suç olan uygulamayı Cumhurbaşkanı'na, Başbakan'a, Genelkurmay
Başkanı'na ve Kayseri Başsavcılığı'na şikâyet edebilirsiniz. Gazete ve
televizyonlara da vererek, hakkınızı arayabilirsiniz."
Bu ifadelerin basına yansımasından sonra F Tipi Hücre'nin ortaya
çıkması Cemaatin yayın organlarını panikletti ve "Ali Balta'nın işkence
altında ifade verdiği", "hipnozla konuşturulduğu" yayınları yapıldı.
Olay ortaya çıkınca F tipi hücre Kazakistan'a kaçtı
Emekli Albay Cemal Temizöz, soruşturmayla ilgili Balta'nın
itiraflarından sonraki gelişmelere Diyarbakır'da görülen davanın
duruşmalarında da yer verdi. Temizöz'ün 22 Şubat 2013'te yaptığı
savunmada verdiği bilgilere göre, bu soruşturmayı sonuçlandırmaya
TSK'nın iradesi yetmedi. Beşi de kod isimli hücre mensuplarından açık
kimlikleri tespit edilen dördü topluca Kazakistan'a firar etti ve kimse
firar edenlerin takipçisi olmadı. Ali Balta da, Hava Kuvvetleri
Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nde görülen dava sonucunda, 2011 yılının
Ekim ayında beraat etti.
Cemal Temizöz ise, olayın patlak verdiği günlerde faili meçhul
soruşturması çerçevesinde, 23 Mart 2009'da önce gözaltına alındı, 2 gün
sonra da tutuklandı.
Diyarbakır'daki müdahil avukatların itirafı: Temizöz kini
Diyarbakır'daki davada, müdahil avukat olarak bulunan iki avukatın
Temizöz'le ilgili değerlendirmeleri, Temizöz kararının perde arkasına
işaret eder nitelikti.
Birinci değerlendirme, Diyarbakır Baro Başkanı Mehmet Emin Aktar'a
ait. Aktar'ın, 24 Aralık 2012 tarihli Taraf gazetesinde, davanın
sanıklarından eski Cizre Belediye Başkanı Kamil Atağ'ın tahliyesine
tepki gösterirken şu ifadeleri kullandı: "O zaman bu dava, devletin
geçmişiyle yüzleşmesi değil, emekli Albay Cemal Temizöz'ün şahsına
yönelik devlet tutumunun sonucudur. Temizöz'e Kayseri'de yaptıklarının
karşılığı olarak, ona bir bedel ödetmenin bir sonucu olarak bu dava
açıldı. Yani bir iç hesaplaşma sonucu dava açıldı."
Avşar'ın 'Temizöz tweet'i'
Yine müdahil avukatlardan ve TESEV'in geçen aylarda açıkladığı
"Ergenekon'un öteki yüzü: Faili meçhuller ve kayıplar" raporunun
hazırlayıcısı Gülçin Avşar da, mütalaayı değerlendirdiği bir tweet attı.
Gülçin Avşar, kendisine "korkulan olmadı" yazan bir takipçisine
"Temizöz öfkesi daha baskın demek ki" yanıtını verdi. Avşar'ın Twitter
adresindeki fotoğrafında Tayyip Erdoğan'ın sürekli gündeme getirdiği
Rabia işaretinin yer alması da dikkat çekti.
İşte o şema:
http://www.aydinlikgazete.com/mansetler/31211-kumpasi-cozecek-sema.html
Kumpası çözecek şema
Bizler; ABD ve AB’ Ülkelerinde eğitim gören, aynı zamanda ATATÜRK İlke ve İnkılaplarına bağlı, Ülkesini, Vatanını ve Milletini seven, Siyasi Parti olarakta CHP’ye yakın SOL eğilimli Türkiye’li Üniversite öğrencileriyiz. inceayarsiyaset.blogspot.com siz değerli arkadaşlarımızın faydalanması için açılmıştır. Amacımız; Türkiye’de izlenilen siyasetleri özellikle de İktidar partisinin yanlış siyasetlerini yakından takip edip mercek altına alarak siz değerli okuyucularımızla paylaşmaktır.
Powered by Blogger.
0 comments
Write Down Your Responses