AKP, cemaate dershanelerden daha
büyük bir darbenin altyapısını hazırlıyor.
Emniyette, dershaneler üzerinden
yürüyen ve geriye doğru MGK kararlarının ortaya çıkarılmasıyla yeni boyutlar
kazanan AKP-cemaat kavgasının daha da sertleşeceğini ortaya koydu. Cemaatin
polis içindeki en güçlü kadrolaşmaya sahip olduğu belirtilen Polis Akademisi’ne
kaynak sağlayan Polis Koleji’ne öğrenci alımlarının birkaç yıl dondurulması da
gündeme geldi. Daha önce Emniyet İstihbarat’ta yapılan operasyonların ardından
polis şefi yetiştiren Polis Koleji’ne de el atılmasının Başbakan Tayyip
Erdoğan’a sunulan ve AKP içinde “Emniyet’te cemaati bitirme raporu” diye
adlandırılan bir rapor çerçevesinde yürütüldüğü belirtiliyor.
AKP-cemaat kavgasının dershane
tartışmasının altında daha da sert bir şekilde emniyet-poliste yaşandığı ortaya
çıktı. 2004 yılındaki MGK toplantısında Gülen cemaatine yönelik alınan kararın
yayınlanması üzerine AKP Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar, “Doğru cemaati
bitirme kararı 2004’te alındı; sonra emniyet cemaate bağlandı, dershane ve okul
sayısı patladı, AKP’ye kapatma davası açıldı. Fitneye destek verenleri görünce
sorunun fitneciyle sınırlı olmadığı anlaşılıyor” açıklamasıyla dikkati
emniyetteki cemaatçileri suçlamıştı. AKP kulislerinde, emniyette cemaate
yönelik “kaynak kurutma operasyonu” olarak adlandırılabilecek bir plan konuşulmaya
başlandı. AKP’de plan ve ayrıntıları şöyle ifade ediliyor:
Dondurulsun: Geçen yıl Bursa
Polis Koleji kapatıldı ve emniyete polis şefi kaynağı sağlayan tek kolej olarak
Ankara Polis Koleji kaldı. Ancak Bursa Koleji’nin öğrencilerinin Ankara’ya aktarıldığı
gerekçe gösterilerek 2013-2014 eğitim öğretim döneminde Ankara Polis Koleji’ne
öğrenci alınmadı. Bu nedenle bu yıl Polis Koleji’ne yeni öğrenci alınmamış
oldu. Polis Koleji, ileride polis şefi olabilecek emniyet kadroları için
öğrenci kaynağı sağlayan en önemli okul konumunda. Koleje öğrenci alımının bu
yılla sınırlı olmayacağı, sürekli hale getirilebileceği belirtiliyor. Partide
kaynak akışının durdurulması için en azından belli bir süre 3-5 yıl Polis
Koleji’ne öğrenci alımının durdurulmasının gündemde olduğu ifade ediliyor.
Kaynak kuruyana kadar: Polis
Koleji’ne öğrenci alımlarının dondurulacağı sürenin, “cemaatin bu okullardaki
kaynağı” duracağı için polis içindeki kadrolaşmasının da etkin olmaktan çıkıp,
daha sınırlı hale gelmesine kadar uygulanması gerektiği de ifade ediliyor.
Liseden ve imam hatipten: AKP’de
Polis Koleji’ne öğrenci alımının durdurulacağı süre içinde kaynağın liselerden
ve imam hatip liselerinden sağlanması yoluna gidileceği belirtiliyor. Böylece
polis şefi adayı öğrenciler doğrudan yine dershanede olduğu gibi Milli Eğitim
Bakanlığı’nın kontrolüyle bu okullara girmiş olacaklar.
Akademi de kapatılsın: Polis
kolejlerine yönelik cemaat operasyonunun Gezi eylemleri öncesinde ve eylemler
daha sıcaklığını korurken Başbakan Erdoğan’a verilen bir rapor çerçevesinde
yürütüldüğü de belirtiliyor. Parti içinde ayrıca Polis Koleji’ne öğrenci
alımının durdurulmasının yeterli olmayacağı, asıl kadrolaşmanın Polis
Akademisi’nde yaşandığına da vurgu yapılıyor. Polis Akademisi’ne yönelik operasyonun,
Emniyet İstihbarat’taki gibi üst düzey görevlilerin atama ve tayinleriyle
geçici olarak çözülebileceği ifade ediliyor. Ancak AKP’nin cemaate karşı daha
da şiddetli mücadele yürütülmesini savunan isimleri arasında, “Dershaneler
yetmez, Polis Akademisi de kapatılsın” görüşünü savunanlar olduğu da biliniyor.
Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad,
Suriye’nin büyük bir savaşla karşı karşıya bırakıldığını belirterek ilk senesi
direnişle geçen bu savaşta zafer aşamasına geçtiklerini söyledi.
Lübnan’da
yayımlanan el-Ahbar Gazetesi'nin haberine göre Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad,
çeşitli Arap ülkelerinden gelen parti temsilcilerini ve siyasi liderleri
kabulünde yaptığı konuşmada başta Suudi Arabistan olmak üzere bazı ülkelerin
teröre destek vermesi sebebiyle sorunun çözümünün geciktiğini söyledi. Suudi
Arabistan’ın teröre destek vermesi sürdürdüğü müddetçe devam edeceğini belirten
Esad, Cenevre-2 konferansına da iktidarı devretmek üzere gitmediklerini ifade
etti.
LÜBNAN DİRENİŞİ TECRÜBESİNDEN YARARLANDIK
Esad, Suriye’de cephede yaşanan
gelişmelerle ilgili bir soruyu şöyle cevapladı: “Biz büyük bir savaşla karşı
karşıya kaldık. Birinci aşamada direnişe yoğunlaştık, bu ilk yıl yaptığımız
şeydi. Ama şu anda zafer aşamasına ulaşmış bulunuyoruz. Yakın geçmişte birçok
tecrübelerden yararlandık.
Bunun bir kısmını Lübnan’dan
öğrendik, Lübnan Direnişi, uzun bir süre direndi; 2000 ve 2006 yılında büyük
bir zafer kazandı. Biz en başından beri bu saldırıların kararlarımızdaki
bağımsızlığımızı hedef aldığını biliyorduk. Bizi güçlü ve dirençli kılan bu
bağımsızlıktı. Bununla birlikte bize destek veren müttefiklerimizi de takdirle
anıyoruz. Özellikle de çıkarları tehdit altına alınan Rusya’yı.” Esad, krizin
son bulacağına dair de şunları söyledi: “Krizin ne zaman sona ereceği,
bölgedeki terörist gruplara verilen desteğe bağlı. Suudi Arabistan, Suriye’ye
10 binlerce militan gönderdi. İş öyle bir noktaya geldi ki bu kişilere 2 bin
dolar maaş ödemesi yaptılar. Öte yandan Irak sınırından giren el-Kaide
militanları da söz konusu ve Iraklı yetkililer, bunlarla mücadele etmeye
çalışıyorlar. Dolayısıyla Suudi Arabistan’ın teröristlere yardımı durdurması,
bu savaşın bitmesinde büyük rol oynayacak. Teröristler ve onların destekçileri
Suriye Ordusu'nun gücü karşısında şaşkınlığa uğradılar.”
'SUUDİ ARABİSTAN'LA SAVAŞIYORUZ'
Arap ülkeleri içerisinde en
yıkıcı rolü Suudi Arabistan’ın oynadığını belirten Esad, “Suudi Arabistan,
Körfez İşbirliği Örgütü lideri olarak İsrail’le mücadele eden ülkelere karşı
İsrail’i savunma rolünü üstlendi. Camp David anlaşmasının üstünü örttüler, 1982’de
Lübnan’ın işgal edilmesini desteklediler. Bugün de Suriye’ye karşı açıkça
teröristleri destekliyorlar. Şunu açıkça söyleyeyim biz şu an Suudi
Arabistan’la savaş halindeyiz.
'KISA VADEDE ÇÖZÜM GÖZÜKMÜYOR'
Mevcut şartlarda kısa vadede
çözüm yönünde bir uzlaşma gözükmediğini belirten Esad, “Teröristlere silah ve
para gönderilmeye devam ettikleri sürece biz de onlarla mücadeleden
vazgeçmeyeceğiz. Çünkü hiç kimse bizim kendi ülkemizi savunmamıza engel olamaz.
Şu an Cenevre’de bir uzlaşmaya varabileceğimizi düşünmüyorum. Bazıları bizim
Cenevre’ye yönetimi devretmek için geleceğimiz kuruntusuna kapılıyor. Eğer bunu
istiyorlar ve yapabiliyorlarsa buyursun Suriye’ye gelip yönetimi devralsınlar!”
dedi.
'1700 AVRUPALI ÇETELERE KATILDI'
Belçika’da yayın yapan medya
kuruluşlarının Norveçli terörle mücadele uzmanı Thomas Hegghammer tarafından
hazırlanmış olan istihbarat raporunu kaynak göstererek geçtikleri haberde, 1700
kadar Avrupalının Suriye’de muhalif grupların saflarında savaştığı bilgisi
verildi. Hegghammer söz konusu raporunda, Avrupa’dan Suriye’ye savaşmaya
gidenlerin başında Fransa, Almanya, İngiltere ve Belçika vatandaşlarının
bulunduğunu ifade ediyor. Norveçli uzmanın elde ettiği bilgilere göre, 300
kadar genç Belçikalı, Belçika Hükümeti tarafından yasadışı olarak
nitelendirilmiş olan ‘‘Belçika için şeriat’’ isimli radikal İslami hareketin
desteğinde Suriye muhalefeti saflarında savaşıyor. Belçikalı gençlerin Suriye
muhalefeti saflarında savaşmasının önüne geçilmesi amacıyla bir önlem paketinin
hazırlanmakta olduğu Brüksel tarafından daha önce açıklanmıştı.
'ESAD KÜRTLERİN ÖZERKLİĞİNİ TANIYACAK'
Suriyeli Kürt parlementer ve Kürt
İnisiyatifi Başkanı Ömer Osê Radikal Gazetesi'ne verdiği demeçte Suriye
Ordusu'nun Kürtlerin yaşadığı bir çok bölgeden çekilerek, o bölgelerin
yönetimini YPG ve PYD'ye devrettiğini belirtti. Kürtlerin bölgede ÖSO ve Nusra
gibi çetelere karşı halkı savunduğunu, son dönemde de girişilen özerklikle
beraber yönetsel boşluğun da tam olarak doldurulacağını söyledi. Osê, Esad'ın
özerklik girişimine dair tutumunu da şu sözlerle anlattı: Suriye hükümeti şu an
sessiz çünkü geçici yönetim tek taraflı. Yani talep sadece Kürtlerden geldi.
Ama bu oluşumdan rahatsızlık duyduğunu sanmıyorum. Şahsi kanaatime göre, Suriye
krizi aşıldığı takdirde, hükümet bölgede Kürtlere birtakım haklar tanımaya
hazırlanıyor.
Osê, Cenevre-2 Konferansı'na
ülkede ciddi başarı sağlayarak oturan Esad'ın krizi bir kaç ay içerisinde
tamamen çözeceğine inandığını da sözlerine ekledi. Osê, krizin ardından otonomi
dahil Kürtlerin tüm haklarının tanınacağını çünkü Suriye'nin en zor günlerinde
Kürtler tarafından ihanete uğratılmadığını belirtti. Osê Şam yönetimin
Kürtlerle her türlü diyaloğa da hazır durumda olduğunu bildirdi.
Bağdat yöntemi Enerji Bakanı
Taner Yıldız’ın da katılması beklenen Erbil’de düzenlenecek enerji konferansı
öncesinde Irak Kürdistan Bölgesi üzerinde Türkiye'den özel jet uçuşlarını
yasakladı.
Irak’ta merkezi hükümet, Enerji
Bakanı Taner Yıldız’ın da katılması beklenen Erbil’de düzenlenecek enerji
konferansı öncesinde Irak Kürdistan bölgesi üzerinde özel jet uçuşlarını
yasakladı.
Erbil havaalanı yöneticisi Talar
Mustafa, Bağdat yönetiminin Türkiye’den özel uçakların gelişini yasakladığını
ve bu konu hakkında havaalanı yöneticilerine bir neden göstermediğini söyledi.
Bağdat yönetiminin bu hamlesi
Kuzey Irak petrolünün Türkiye üzerinden taşınmasını sağlayacak boru hattı
nedeniyle gerilen Türkiye ve Irak ilişkilerinin durumunu göstermesi açsından
dikkat çekici. Alınan karar, geçen hafta Türkiye’ye gelen Irak Kürdistan
Bölgesi Başbakanı Neçirvan Barzani’nin Türkiye üzerinden petrol satışının
gelecek ay başlayabileceğine dair açıklamalarına bir cevap olduğu düşünülüyor.
Irak hükümeti enerji satışının
merkezi yönetim üzerinden gerçekleştirilmesi konusunda ısrarcı. Bu durum petrol
ticaretini merkezi yönetimin kontrolü dışında yapmak isteyen Erbil yönetimiyle
Bağdat arasında gerilime neden olmakta.
Hatırlanacağı gibi daha önce de
Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın Erbil’e gidişi, Iraklı yetkililer tarafından
gerekli izinlerin alınmadğı gerekçesiyle engellenmişti.
Cemaati bitirme kararının
alındığı 2004'teki MGK ile ilgili Fetullah Gülen'den de bir açıklama geldi.
Fethullah Gülen'den CD'li
açıklama
Fethullah Gülen, MGK kararlarıyla
ilgili "Bu mevzuda defaatle boğazlandık" ifadelerini kullandı. Cemaate
komplo kurulduğunu söyleyen Gülen, AKP hükümetine de üstü kapalı mesaj
gönderdi. Gülen, "Öyle bir durumda bile olsa, CD’ler oluşturmak, chiplere
değişik şeyler yüklemek, bazı kimselerin haysiyet, şeref, namus ve iffetiyle
alakalı bazı şeyleri teşhir etmek suretiyle onları yıkmak ve devirmek, bir
mü’minin yapmaması gerekli olan şeyler"dedi.
İşte o video:
Jetpa Holding Yönetim Kurulu
Başkanı ve Caprice Gold Grubu Kurucusu ‘Jet Fadıl’ olarak da bilinen Fadıl
Akgündüz, Cübbeli Ahmet Hoca diye anılan Ahmet Mahmut Ünlü ile olan
birlikteliklerine son verdiklerini söylemişti. "Düşmanımızın dostu olan
biri, artık bizim dostumuz olamaz" diyerek Cübbeyi hedef alan Akgündüz,
düşman olarak ise Bülent Ecevit son başbakanlığı döneminde kendisini yok etmeyi
amaçladığını iddia ettiği Fethullah Gülen’i kastetti.
Cübbeli Ahmet Hoca Jet Fadıl’a
yanıt verdi ve "Sizin gibi avanaklar 35 senedir sohbetime devam ediyor.
Bir tek hacı abi anlamış ne mal olduğumu" dedi…
Cübbeli Ahmet Hoca Gülen
Cemaati'nin kanalı STV'ye çıkmasına ilişkin de açıklama yaptı.
İŞTE O AÇIKLAMALAR
http://www.odatv.com/n.php?n=cubbeli-ahmet-hoca-gulen-cemaatinin-kanali-stvye-cikmasina-iliskin-de-aciklama-yapt-3011131200