Bahçeli: Barzani Türkmen kanı emiyor
Devlet Bahçeli: Türkmenleri
öldüren, Türkmen kimliğini silmeye çalışan gafil ve soytarıyla Türkiye'nin
birliği tartışılmaktadır.
MİLLİYETÇİ Hareket Partisi Genel
Başkanı De Bahçeli: Barzani Türkmen kanı emiyor
Devlet Bahçeli: Türkmenleri öldüren, Türkmen
kimliğini silmeye çalışan gafil ve soytarıyla Türkiye'nin birliği
tartışılmaktadır.
MİLLİYETÇİ Hareket Partisi Genel
Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu. Anayasa
Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın 'Kendimizi evlenme vaadiyle kandırılmış
insanlara benzetiyorum' sözlerini eleştiren Bahçeli, "Damat kimdir, gelin
kimdir? Evlenme vaadiyle kandırılan kimlerdir? Yüksek Mahkemeyi siyasi
polemiklerin içine çekmeye, sanki bir partinin mensubuymuş gibi
değerlendirmelerde bulunmaya hiç hakkı yoktur" dedi.
Bahçeli, "Türkiye; Irak'ın
kuzeyindeki peşmerge yönetimine günü birlik çıkarlar ve uluslararası dayatmalar
eşliğinde adeta mecbur bırakılmıştır. Dış politikada istikrar, milli perspektif
ve seviye olmadan, içeride ekonomik kalkınma ve gerçekçi bir demokratikleşme hamlesi
elbette sağlanamayacaktır. İç ve dış politika bileşik kaplar gibidir ve AKP
hükümeti bu gerçeği idrak edememiş veya etmek istememiştir. Şunu akılda tutmak
lazımdır ki, Büyük Ortadoğu Projesi'ne kuryelik yapmak, küresel cinayetlere
bırakınız göz yummayı meşruiyet kazandırmak Türk milletinin bu coğrafyada bin
yıldır takip ettiği politikalara tamamen terstir. Önemle ifade etmek istiyorum
ki, bölgesinde çatışma ve gerginlik tarafı olan bir ülkenin, milli bekasını
muhafazası da çok güçtür. AKP hükümeti geleneksel Türk dış politikasını
küçümsemiş, hafife almış ve bunun yerine parti çıkarlarını monte etmiştir.
Statükocu suçlamaları da bumerang gibi geri dönmüştür" dedi.
"TÜRKMENLERE CİĞERİ YANMIŞ
MIDIR?"
Bahçeli, "Türkmen
kentlerinin nüfus yapısıyla oynayan, tapu dairelerini yakan, Türkmen kimliğini
silmeye çalışan gafil ve soytarıyla sözde Türkiye'nin birlik ve beraberliği
konuşulmaktadır. Savaş boyası sürünmüş canavarla barış müzakeresi yapılmakta,
çözüm süreci paylaşılmaktadır. Başbakan Erdoğan ömrü hayatında Türkmenlere
ciğeri yanmış mıdır? Mısır'daki iç kargaşada ölenlerin, Suriye'de hayatını
yitirenlerin yarısı, değilse bile çeyreği kadar kendisine mesele yapmış mıdır?
Anlaşılıyor ki, Türkmenlerin suçu İhvan'ın mensubu olmamak, Mursi'nin yanında
yer almamaktadır. Başbakan'ın kardeşim, dostum diyerek bağrına bastığı iblis,
Türkmenlerden intikam almakta, Türkmenlerin kanını içmektedir. Gelin görün ki,
Başbakan bu işten rahatsız olmadığı gibi, aklına bile getirmemektedir. Türk
milletine bu kadar yabancı kalan, Türklüğe bu denli şaşı bakan birisinin
Türkiye Cumhuriyeti Başbakan'ı olması hepimiz için ibretlik ve şok
edicidir" dedi.
"TÜRKMENLER CAN DERDİNE
DÜŞMÜŞTÜR"
"PKK'nın ikizi PYD, Afrin,
Kobani ve Cizir'de kantonlar oluşturup özerkliğini ilan ederken; Türkmenler can
derdine düşmüştür" diyen Bahçeli, şunları söyledi : "Başbakan'ın her
türlü desteği sağlayıp Esad rejimine saldırttığı selefi gruplar ve aynı zamanda
PKK-PYD ortaklığı Türkmenlere kan kusturmaktadır. Suriye Türkmenleri
kendilerini savunacak imkânlardan mahrumdur. El Kaide şeytanlığı Türkmenlerin
namusuna ve canına kast etmektedir. İki arada kalan Türkmenler perişan ve
çaresiz durumdadır. Bir yanda zalim Esad yönetimi, diğer yanda çok aktörlü
muhalif şiddeti Türkmenleri köşeye sıkıştırmıştır. Başbakan ve hükümeti resmen,
göz göre göre Türkmenleri ateşe atmış, ölüm makinelerinin insafına terk
etmiştir. Bu olacak, sıradan görülecek ve insani olarak kabul edilecek bir şey
değildir."
"TÜRKMENSİZ IRAK OLMAYACAĞI
GİBİ, SURİYE'DE OLAMAYACAKTIR"
Bahçeli, "Suriye'nin kuzeyi
PYD-PKK'nın eline geçerken, Türkmenlerin terörist örgütlerin ve Şam yönetiminin
keyfine teslim edilmesi Başbakan'ın niyetini ve sakat dış politikasını tüm
yönleriyle deşifre etmektedir. Başbakan Erdoğan peşmergeyle bir olmuş,
birliktelik kurmuş, yeni oyunlara, yeni komplolara ve yeni provokasyonlara
girişmiştir. Başbakan ve hükümetinin politik angajmanında Türkmenler yok
sayılmış, etkisiz ve değersiz bir unsur olarak değerlendirilmiştir. Bu
gelişmeler hem partimiz hem de büyük Türk milleti tarafından asla hoş
görülmemektedir. Türkmensiz Irak olmayacağı gibi, Suriye'de olamayacaktır. Şunu
herkes iyi anlamalıdır ki, milyonlarca Türkmen hesaba katılmadan huzur ve barış
ortamının tesisi hayalden öte bir anlam taşımayacaktır" diye konuştu.
"MECLİS BAŞKANI DA KURBAN
EDİLMEKTEDİR"
"Anayasa hazırlığı süreci
AKP'nin ipe un sermesiyle farklı ve sorunlu bir kulvara girmiştir" diyen
Bahçeli şunları söyledi; "TBMM Başkanı Sayın Cemil Çiçek, Anayasa Uzlaşma
Komisyonu'nun yeni anayasa yapamayacağını gerekçe göstererek üstlendiği
Komisyon Başkanlığı görevinden fiilen ayrılmıştır. Sayın Çiçek'in 22 Kasım 2013
tarihinde Komisyona üye veren partilerin grup başkanlıklarına gönderdiği
mektupta açık bir istifa iradesi yoksa da, yürüttüğü görevinin sağlayacağı bir
faydanın olmayacağını belirtmesi niyetini bariz olarak tercüme etmeye
yetmiştir.Bu kararın Başbakan ve partisinin bilgi ve onayından habersiz olması
düşünülemeyecektir. Sayın Çiçek'in Komisyon Başkanı sıfatıyla Yeni Anayasa
hazırlığına olan itimat ve ümidinin bitişi, bir yönüyle AKP'nin görüşüdür.
Aslında AKP, uzlaşma masasını dağıtmak için her fırsatı kullanmakta, Başkanlık
Sistemiyle ilgili ısrarı süreci tıkamakta ve bu çerçevede Sayın Meclis Başkanı
da kurban edilmektedir."
"ÇİÇEK OLMASA DA UZLAŞMA
KOMİSYONU ÇALIŞMALARINI SÜRDÜREBİLECEKTİR"
Bahçeli, "AKP cenahından
yapılan açıklamalar, Komisyon'daki üyelerden hiçbirinin yeni anayasa
yapılabileceğine inanmadıkları yönündedir. Elbette partimizi temsil eden üyeler
adına da yapılan bu değerlendirmeyi talihsiz ve mesnetsiz olarak gördüğümüzü
ifade etmeliyim. Komisyonunun diğer üyelerini bilemem, ama MHP'li üyeler son
güne ve son ana kadar yeni anayasanın yazılacağına canı gönülden inanmaktadır.
Burada asıl samimiyetsizlik, asıl inançsızlık ve asıl heyecansızlık AKP'dedir.
AKP'li parti yöneticilerinin bizim adımıza konuşma ve hüküm verme mezuniyetleri
hiçbir zaman olamayacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi masadan kalkan taraf
olmayacak ve yeni anayasa hazırlığına yönelik umudunu kaybetmeyecektir. Sayın
Cemil Çiçek olmasa da Uzlaşma Komisyonu çalışmalarını sürdürebilecektir"
dedi.
"BAŞBAKAN ERDOĞAN,
KOMİSYON'UN ÇÖKMESİ İÇİN HER YOLA BAŞVURMUŞTUR"
Bahçeli; "Bugüne değin,
Başbakan Erdoğan Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nun çökmesi için her yola
başvurmuştur. Çalışmasını sabote etmiş, vade biçmiş, uzlaşılan maddelerin
parçalı şekilde Meclis Genel Kurulu'na getirilmesi için baskı yapmıştır. Yeni
Anayasa sürecindeki en ciddi bariyer gerçekte Başbakan'dan başkası olmamıştır.
Zira elinin altında, PKK-BDP ve İmralı canisi müşterekliğiyle hazırlanmış,
Oslo'da son rötuşları yapılmış bir anayasanın hazırda bekletildiği
anlaşılmaktadır. Bunun için uzlaşma kanallarını bizatihi dinamitleyip 'ne
yapalım, biz istedik, fakat onlar engel oldu' mazeretiyle kendi planını devreye
koymak için Komisyonun tekerine çomak sokmaktan geri durmamıştır" diye
konuştu.
ANAYASA MAHKEMESİ BAŞKANI
KILIÇ'IN SÖZLERİ
"Anayasa Uzlaşma Komisyonu
üzerindeki belirsizlik sürerken, Anayasa Mahkemesi Başkanı'nın konuyla ilgili
her tarafa sündürülecek sözleri de çok manidardır" diyen Bahçeli şunları
söyledi; "Evvela bir yüksek mahkeme başkanının bu denli siyasi yorum
yapması ve gündemde kalma merakı anlaşılır gibi değildir. Dünyanın hiçbir
ülkesinde de böyle bir örneğe rastlanamayacaktır. Anayasa Mahkemesi'nin Sayın
Başkanı şu ifadeleri bir çırpıda söylemiştir: "Ben kendimizi evlenme
vaadiyle kandırılmış insanlara benzetiyorum. Nikah masasına oturulmadı. Tabii
bunun faturasını bu siyasi partilerimiz çekecektir." Sayın Mahkeme Başkanı
neyi anlatmaya ve neyi ima etmeye çalışmaktadır? Damat kimdir, gelin kimdir?
Evlenme vaadiyle kandırılan kimlerdir? Sayın Başkan, hangi çevrelerin nam ve
hesabına konuşmaktadır? Yoksa kendisi AKP'ye el altından yaptığı servisin,
verdiği desteğin amacına ulaşamadığından mı yakınmaktadır? Siyasi partilerin
milletimiz nezdinde neyle karşılaşıp karşılaşmayacaklarını bu Sayın Başkan
nereden bilmektedir? Hiç şüphesiz Anayasa Mahkemesi Başkanı'nın görevi
yürürlükteki Anayasa'ya göre vazifesini ifa etmek ve taşıdığı sorumluluğun
gereğini yerine getirmektir. Kaldı ki Yüksek Mahkemeyi siyasi polemiklerin
içine çekmeye, sanki bir partinin mensubuymuş gibi değerlendirmelerde bulunmaya
hiç hakkı yoktur."
"BAŞBAKAN'I MATEMATİK
DEHASINDAN DOLAYI TEBRİK EDİYORUM"
Bahçeli, "Başbakan'a
tavsiyemiz, Mustafa Kemal'i iyi anlaması, ilk Meclis'in temsil ettiği zihniyeti
lekelememesi, hele hele merhum Başbuğumuz Türkeş Beyi ağzına alırken edepli
olmasıdır. Bize büyük devlet olma konusunda ahkâm kesecek, korkular üzerinden
ders verecek en son insan bile Recep Tayyip Erdoğan değildir ve olmayacaktır.
Konuşmama son vermeden önce Başbakan'ın Trabzon'da yaptığı 61 hesabına da
kısaca değinmek istiyorum. Değişik zamanlarda bizim 40 hesabımızla alay eden
Başbakan, meğerse bunu da taklide karar vermiş; Trabzon'un fetih yılından
plakasına, hükümet sayısından yaşına kadar zorlaya zorlaya 61'e tutturmuştur.
Başbakan'ı bu matematik dehasından dolayı tebrik ediyor, kendisinden daha
fazlasını bekliyorum. 30 Mart'ta Trabzon'dan 61 uman Başbakan, mesela
Adana'dan, Adıyaman'dan ve Afyonkarahisar'dan acaba ne beklemektedir? Oraların
plakaları nedir acaba? Bizim 40 hesabımızı 61 rekoruyla kıran Başbakan Erdoğan
herhalde bundan sonra dur durak bilmeyecek, toplama ve çarpmadan ziyade bölme
ve çıkarmalarla girdiği karanlık yolda ve elinde abaküsle yana yakıla
dolaşacaktır" dedi.vlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın 'Kendimizi evlenme vaadiyle
kandırılmış insanlara benzetiyorum' sözlerini eleştiren Bahçeli, "Damat
kimdir, gelin kimdir? Evlenme vaadiyle kandırılan kimlerdir? Yüksek Mahkemeyi
siyasi polemiklerin içine çekmeye, sanki bir partinin mensubuymuş gibi
değerlendirmelerde bulunmaya hiç hakkı yoktur" dedi.
Bahçeli, "Türkiye; Irak'ın
kuzeyindeki peşmerge yönetimine günü birlik çıkarlar ve uluslararası dayatmalar
eşliğinde adeta mecbur bırakılmıştır. Dış politikada istikrar, milli perspektif
ve seviye olmadan, içeride ekonomik kalkınma ve gerçekçi bir demokratikleşme
hamlesi elbette sağlanamayacaktır. İç ve dış politika bileşik kaplar gibidir ve
AKP hükümeti bu gerçeği idrak edememiş veya etmek istememiştir. Şunu akılda
tutmak lazımdır ki, Büyük Ortadoğu Projesi'ne kuryelik yapmak, küresel
cinayetlere bırakınız göz yummayı meşruiyet kazandırmak Türk milletinin bu
coğrafyada bin yıldır takip ettiği politikalara tamamen terstir. Önemle ifade
etmek istiyorum ki, bölgesinde çatışma ve gerginlik tarafı olan bir ülkenin,
milli bekasını muhafazası da çok güçtür. AKP hükümeti geleneksel Türk dış
politikasını küçümsemiş, hafife almış ve bunun yerine parti çıkarlarını monte
etmiştir. Statükocu suçlamaları da bumerang gibi geri dönmüştür" dedi.
"TÜRKMENLERE CİĞERİ YANMIŞ
MIDIR?"
Bahçeli, "Türkmen
kentlerinin nüfus yapısıyla oynayan, tapu dairelerini yakan, Türkmen kimliğini
silmeye çalışan gafil ve soytarıyla sözde Türkiye'nin birlik ve beraberliği
konuşulmaktadır. Savaş boyası sürünmüş canavarla barış müzakeresi yapılmakta,
çözüm süreci paylaşılmaktadır. Başbakan Erdoğan ömrü hayatında Türkmenlere
ciğeri yanmış mıdır? Mısır'daki iç kargaşada ölenlerin, Suriye'de hayatını
yitirenlerin yarısı, değilse bile çeyreği kadar kendisine mesele yapmış mıdır?
Anlaşılıyor ki, Türkmenlerin suçu İhvan'ın mensubu olmamak, Mursi'nin yanında
yer almamaktadır. Başbakan'ın kardeşim, dostum diyerek bağrına bastığı iblis,
Türkmenlerden intikam almakta, Türkmenlerin kanını içmektedir. Gelin görün ki,
Başbakan bu işten rahatsız olmadığı gibi, aklına bile getirmemektedir. Türk
milletine bu kadar yabancı kalan, Türklüğe bu denli şaşı bakan birisinin
Türkiye Cumhuriyeti Başbakan'ı olması hepimiz için ibretlik ve şok
edicidir" dedi.
"TÜRKMENLER CAN DERDİNE
DÜŞMÜŞTÜR"
"PKK'nın ikizi PYD, Afrin,
Kobani ve Cizir'de kantonlar oluşturup özerkliğini ilan ederken; Türkmenler can
derdine düşmüştür" diyen Bahçeli, şunları söyledi : "Başbakan'ın her
türlü desteği sağlayıp Esad rejimine saldırttığı selefi gruplar ve aynı zamanda
PKK-PYD ortaklığı Türkmenlere kan kusturmaktadır. Suriye Türkmenleri
kendilerini savunacak imkânlardan mahrumdur. El Kaide şeytanlığı Türkmenlerin
namusuna ve canına kast etmektedir. İki arada kalan Türkmenler perişan ve
çaresiz durumdadır. Bir yanda zalim Esad yönetimi, diğer yanda çok aktörlü
muhalif şiddeti Türkmenleri köşeye sıkıştırmıştır. Başbakan ve hükümeti resmen,
göz göre göre Türkmenleri ateşe atmış, ölüm makinelerinin insafına terk
etmiştir. Bu olacak, sıradan görülecek ve insani olarak kabul edilecek bir şey
değildir."
"TÜRKMENSİZ IRAK OLMAYACAĞI GİBİ,
SURİYE'DE OLAMAYACAKTIR"
Bahçeli, "Suriye'nin kuzeyi
PYD-PKK'nın eline geçerken, Türkmenlerin terörist örgütlerin ve Şam yönetiminin
keyfine teslim edilmesi Başbakan'ın niyetini ve sakat dış politikasını tüm
yönleriyle deşifre etmektedir. Başbakan Erdoğan peşmergeyle bir olmuş,
birliktelik kurmuş, yeni oyunlara, yeni komplolara ve yeni provokasyonlara
girişmiştir. Başbakan ve hükümetinin politik angajmanında Türkmenler yok
sayılmış, etkisiz ve değersiz bir unsur olarak değerlendirilmiştir. Bu gelişmeler
hem partimiz hem de büyük Türk milleti tarafından asla hoş görülmemektedir.
Türkmensiz Irak olmayacağı gibi, Suriye'de olamayacaktır. Şunu herkes iyi
anlamalıdır ki, milyonlarca Türkmen hesaba katılmadan huzur ve barış ortamının
tesisi hayalden öte bir anlam taşımayacaktır" diye konuştu.
"MECLİS BAŞKANI DA KURBAN
EDİLMEKTEDİR"
"Anayasa hazırlığı süreci
AKP'nin ipe un sermesiyle farklı ve sorunlu bir kulvara girmiştir" diyen
Bahçeli şunları söyledi; "TBMM Başkanı Sayın Cemil Çiçek, Anayasa Uzlaşma
Komisyonu'nun yeni anayasa yapamayacağını gerekçe göstererek üstlendiği
Komisyon Başkanlığı görevinden fiilen ayrılmıştır. Sayın Çiçek'in 22 Kasım 2013
tarihinde Komisyona üye veren partilerin grup başkanlıklarına gönderdiği
mektupta açık bir istifa iradesi yoksa da, yürüttüğü görevinin sağlayacağı bir
faydanın olmayacağını belirtmesi niyetini bariz olarak tercüme etmeye
yetmiştir.Bu kararın Başbakan ve partisinin bilgi ve onayından habersiz olması
düşünülemeyecektir. Sayın Çiçek'in Komisyon Başkanı sıfatıyla Yeni Anayasa
hazırlığına olan itimat ve ümidinin bitişi, bir yönüyle AKP'nin görüşüdür.
Aslında AKP, uzlaşma masasını dağıtmak için her fırsatı kullanmakta, Başkanlık
Sistemiyle ilgili ısrarı süreci tıkamakta ve bu çerçevede Sayın Meclis Başkanı
da kurban edilmektedir."
"ÇİÇEK OLMASA DA UZLAŞMA
KOMİSYONU ÇALIŞMALARINI SÜRDÜREBİLECEKTİR"
Bahçeli, "AKP cenahından
yapılan açıklamalar, Komisyon'daki üyelerden hiçbirinin yeni anayasa
yapılabileceğine inanmadıkları yönündedir. Elbette partimizi temsil eden üyeler
adına da yapılan bu değerlendirmeyi talihsiz ve mesnetsiz olarak gördüğümüzü
ifade etmeliyim. Komisyonunun diğer üyelerini bilemem, ama MHP'li üyeler son
güne ve son ana kadar yeni anayasanın yazılacağına canı gönülden inanmaktadır.
Burada asıl samimiyetsizlik, asıl inançsızlık ve asıl heyecansızlık AKP'dedir.
AKP'li parti yöneticilerinin bizim adımıza konuşma ve hüküm verme mezuniyetleri
hiçbir zaman olamayacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi masadan kalkan taraf
olmayacak ve yeni anayasa hazırlığına yönelik umudunu kaybetmeyecektir. Sayın
Cemil Çiçek olmasa da Uzlaşma Komisyonu çalışmalarını sürdürebilecektir"
dedi.
"BAŞBAKAN ERDOĞAN,
KOMİSYON'UN ÇÖKMESİ İÇİN HER YOLA BAŞVURMUŞTUR"
Bahçeli; "Bugüne değin,
Başbakan Erdoğan Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nun çökmesi için her yola
başvurmuştur. Çalışmasını sabote etmiş, vade biçmiş, uzlaşılan maddelerin
parçalı şekilde Meclis Genel Kurulu'na getirilmesi için baskı yapmıştır. Yeni
Anayasa sürecindeki en ciddi bariyer gerçekte Başbakan'dan başkası olmamıştır.
Zira elinin altında, PKK-BDP ve İmralı canisi müşterekliğiyle hazırlanmış,
Oslo'da son rötuşları yapılmış bir anayasanın hazırda bekletildiği
anlaşılmaktadır. Bunun için uzlaşma kanallarını bizatihi dinamitleyip 'ne
yapalım, biz istedik, fakat onlar engel oldu' mazeretiyle kendi planını devreye
koymak için Komisyonun tekerine çomak sokmaktan geri durmamıştır" diye
konuştu.
ANAYASA MAHKEMESİ BAŞKANI
KILIÇ'IN SÖZLERİ
"Anayasa Uzlaşma Komisyonu
üzerindeki belirsizlik sürerken, Anayasa Mahkemesi Başkanı'nın konuyla ilgili
her tarafa sündürülecek sözleri de çok manidardır" diyen Bahçeli şunları
söyledi; "Evvela bir yüksek mahkeme başkanının bu denli siyasi yorum
yapması ve gündemde kalma merakı anlaşılır gibi değildir. Dünyanın hiçbir
ülkesinde de böyle bir örneğe rastlanamayacaktır. Anayasa Mahkemesi'nin Sayın
Başkanı şu ifadeleri bir çırpıda söylemiştir: "Ben kendimizi evlenme
vaadiyle kandırılmış insanlara benzetiyorum. Nikah masasına oturulmadı. Tabii
bunun faturasını bu siyasi partilerimiz çekecektir." Sayın Mahkeme Başkanı
neyi anlatmaya ve neyi ima etmeye çalışmaktadır? Damat kimdir, gelin kimdir?
Evlenme vaadiyle kandırılan kimlerdir? Sayın Başkan, hangi çevrelerin nam ve
hesabına konuşmaktadır? Yoksa kendisi AKP'ye el altından yaptığı servisin,
verdiği desteğin amacına ulaşamadığından mı yakınmaktadır? Siyasi partilerin
milletimiz nezdinde neyle karşılaşıp karşılaşmayacaklarını bu Sayın Başkan
nereden bilmektedir? Hiç şüphesiz Anayasa Mahkemesi Başkanı'nın görevi
yürürlükteki Anayasa'ya göre vazifesini ifa etmek ve taşıdığı sorumluluğun
gereğini yerine getirmektir. Kaldı ki Yüksek Mahkemeyi siyasi polemiklerin
içine çekmeye, sanki bir partinin mensubuymuş gibi değerlendirmelerde bulunmaya
hiç hakkı yoktur."
"BAŞBAKAN'I MATEMATİK
DEHASINDAN DOLAYI TEBRİK EDİYORUM"
Bahçeli, "Başbakan'a
tavsiyemiz, Mustafa Kemal'i iyi anlaması, ilk Meclis'in temsil ettiği zihniyeti
lekelememesi, hele hele merhum Başbuğumuz Türkeş Beyi ağzına alırken edepli olmasıdır.
Bize büyük devlet olma konusunda ahkâm kesecek, korkular üzerinden ders verecek
en son insan bile Recep Tayyip Erdoğan değildir ve olmayacaktır. Konuşmama son
vermeden önce Başbakan'ın Trabzon'da yaptığı 61 hesabına da kısaca değinmek
istiyorum. Değişik zamanlarda bizim 40 hesabımızla alay eden Başbakan, meğerse
bunu da taklide karar vermiş; Trabzon'un fetih yılından plakasına, hükümet
sayısından yaşına kadar zorlaya zorlaya 61'e tutturmuştur. Başbakan'ı bu
matematik dehasından dolayı tebrik ediyor, kendisinden daha fazlasını
bekliyorum. 30 Mart'ta Trabzon'dan 61 uman Başbakan, mesela Adana'dan,
Adıyaman'dan ve Afyonkarahisar'dan acaba ne beklemektedir? Oraların plakaları
nedir acaba? Bizim 40 hesabımızı 61 rekoruyla kıran Başbakan Erdoğan herhalde
bundan sonra dur durak bilmeyecek, toplama ve çarpmadan ziyade bölme ve
çıkarmalarla girdiği karanlık yolda ve elinde abaküsle yana yakıla
dolaşacaktır" dedi.
0 comments
Write Down Your Responses