Birinci enstrüman: PKK İkinci enstrüman: Barzani



Soru: ABD ve İsrail ikilisi, Suriye’nin kuzeyinde şu sıra hangi örgütü kullanıyor? PKK/PYD örgütünü mü, yoksa El Kaide/ El Nusra’yı mı? Çok açık: PKK/PYD örgütünü.


PYD’yi El Kaide’nin üzerine kim sürdü?
Olgulardan söz ediyoruz. PKK/PYD’yi bir süredir El Kaide’nin üzerine süren, ABD-İsrail ortaklığıdır.
Burada İsrail’in etkisine özellikle dikkat edilmelidir. El Kaide türü örgütler, CIA tarafından kullanılsa dahi, her zaman kontrol dışı eylemlerin kaynağıdır.
Yine unutmayalım: Kürt Koridoru’nun stratejik enstrümanı, PKK/PYD’dir.
Tayyip Erdoğanlar niçin El Kaide’yi destekliyorlar
Sizleri şaşırtan, sanıyorum Suudilerin, Tayyip Erdoğan’ın ve Barzani’nin PYD’ye karşı tavırlarıdır.
Bu üçlü, ABD ve İsrail’den farklı olarak El Kaide’nin arkasında.
El Kaide, Suudilerin güdümünde. Tayyip Erdoğan ise Suudilere ve diğer Körfez şeyhlerine sıcak para bağımlısı. Bu saptama birçok olayı açıklıyor. Rafet Ballı arkadaşımızı dikkatli okuyunuz.
ABD, burada Tayyip Erdoğan’ı hoş görmek durumundadır. Çünkü iktidarda kalamaz. O zaman Türkiye’yi kime böldürecek?
Kaldı ki son kertede Suudiler de, Tayyip Erdoğan da, Barzani de, ABD’nin denetimindedir. Nitekim AKP iktidarı artık El Kaide terörüne verdiği desteği sürdürmekte zorlanıyor.
Esad yönetiminin El Kaide’ye karşı çaresi
Peki Esad yönetiminin konumu nedir?
Doğru, El Kaide’ye karşı savaştırılacak örgüt PYD’dir. Mehmet Yuva arkadaşımız Aydınlık’taki yazılarında, hep buna dikkat çekti. PYD’yi kullanmak, Esad’ın o alandaki çaresi oluyor.
Beşar Esad’ı bu çareye zorlayan, Tayyip Erdoğan yönetiminin komşuluk hukukuna ihanetidir.
Türkiye ve Suriye el ele verse, ortada ne PYD/PKK kalır, ne de El Kaide!
Bölge ülkeleri bölününce, ABD ve İsrail’e fırsat doğuyor.
Onların kışkırtmasıyla etnik ve dinsel temelli örgütler sahneye çıkıyorlar. Ve bu örgütler, bölge devletleri için enstrüman değeri kazanıyor.
Buna Ortadoğu acısı mı demeli!
ABD mi yanılıyor yoksa Beşar Esad mı?
Zaman zaman ilginç bir saflaşma ortaya çıkıyor. PYD’yi El Kaide’ye karşı kullandıkları için, ABD ile Beşar Esad sanki yan yana gözüküyor. Kafalar burada karışıyor.
Acaba ABD mi yanılıyor, yoksa Beşar Esad mı?
Mehmet Yuva kardeşimiz de ne zamandır bu soru üzerinde yoğunlaşıyor.
Aslında her şey berrak. Bu konuda M. Ali Güller’in 19 Kasım 2013 günlü, “Suriye’de özerlik cephesi” başlıklı yazısını yeniden okumanızı öneririm.
ABD’nin stratejik piyonları
ABD, PYD’yi istediği zaman Suriye’nin üzerine sürme olanağına sahiptir. Elbette günümüz koşullarında!
PKK, bölgede ABD-İsrail’e zincirle bağlıdır. ABD güdümü dışında bir siyaset izleme şansı yok. Bu açıdan stratejik piyondur.
Stratejik düzlemde bakarsak, ABD ve İsrail’in Kürt örgütleri içinde birinci enstrümanı PKK’dir.
Barzani, ikinci enstrümandır. Artık bunu ABD raporlarından okuyoruz. Çünkü ABD, Kürdistan’ı PKK ile kurabilir, Barzani ile kuramaz. Nedenlerini lütfen
“Türkiye Solu ve PKK” başlıklı kitapta inceleyiniz, çok önemlidir. Yoksa yaşanan süreci anlayamayız. Hatta bazı şaşkın solcularımız gibi, PKK içinde “Sosyalist veya devrimci hizipler” görürüz. Hakan Fidan’ın denetiminde sosyalist olunabiliyorsa, söylenecek bir şey yoktur.
Bazı küresel solcularımız, Partisiz oldukları için, Öcalan veya Kandil kuyruğundan bir türlü kurtulamıyorlar. Arslanlı Yol kurtaracak! Biraz zaman!
Enstrüman özgürlüğü ve taktik yeteneği
“Enstrümanım” diyen Apo değil miydi? Terfi etmek için dilekçe verdi, gazeteler yayınladı.
Sayın Solcularımız, PKK/PYD’nin kimliğini kendi liderinin ağzından öğrenin hiç olmazsa!
Enstrüman elden ele geçince enstrümanın özgürlüğü ve manevra yeteneği üzerine sayfa dolusu yorumlar yapılıyor. Oysa elden ele dolaşmak özgürlük değildir. Kerpetenden testereye kadar bütün aletlere bakın, o kadar özgürdürler.
Apo’nun bir Kürt örgütü lideri için kullandığı benzetmeyi utanarak yazıyorum; “Ortadoğu’nun fahişesi” diyordu. Bu benzetme piyonların elden ele geçebileceğini anlatıyor.
Stratejik piyon, taktik düzlemde kendisini başka güçlere de sunar. Bölgenin güçleri, bu olanakları değerlendiriyor. Hep böyle oldu.
Beşar Esad neyi biliyor?
Beşar Esad yönetimi de bugün PYD’yi kullanabilir. Bunlar, Suriye’nin Kurtuluş Savaşı taktikleridir. Hesabı herkes bulunduğu konumdan yapar. Biz, Ankara’dan bakıyoruz.
Ama Beşar Esad yine bilir ki, kullandığı PYD, büyük düşman ABD’nin planlarında silahını Suriye’ye çevirecektir.
PYD, orada kendisine bir üs alanı yaratırken, o üs herkes biliyor ki, Suriye’ye karşı savaş üssüdür.
Suriye, bu arada El Kaide ve El Nusra’nın bazı darbeler yemesini kâr olarak görüyor. ABD ve İsrail de El Kaide’nin hizaya gelmesini istiyor. El Kaide’yi PYD ile dizginlemiş oluyor.
ABD ile İsrail’in stratejik hedefi
ABD ve İsrail, Tayyip Erdoğanları cepheye sürerek Beşar Esad’ı yıkmak istedi. Suriye kahramanca direndi ve onları bozguna uğrattı.
Artık onlar da kabul etmek zorunda kalmışlardır. Beşar Esad kalıcıdır.
Bu durumda ABD ve İsrail ikilisi, hedefi küçülteceklerdir. Esad kalsın, ama Kürt Koridoru açılsın, Suriye bölünsün! Unutmayalım stratejik hedefleri, Kürt Koridorunu açmak, İkinci İsrail’i kurmaktır.
Esad Suriye’nin bölünmesine razı olur mu?
Beşar Esad, biliyoruz Suriye’nin bölünmesini kabul etmeyecektir. Bir süre sonra bir bakmışsınız, Esad yönetimi bu kez de PYD’ye karşı El Kaide gibi örgütleri kullanıyor.
Dedik ya, emperyalizm karşısında birleşemeyen Ortadoğu ülkelerinin çareleridir bunlar.
Bunun sorumlusu kuşkusuz Esad değil, Tayyip Erdoğan’dır.
Tayyip Erdoğanları yıkmazsak, sorumluluğu biz de paylaşırız.
Kandil ne zaman beyaz bayrak çekecek?
Ortadoğu’nun etnik ve dinsel temelli örgütlerini enstrüman olmaktan kurtaracak çözüm yok mu?
Var ve gündemdedir.
Arslanlı Yol’dan gümbür gümbür iktidara yürüyoruz.
İki yıl içinde AKP iktidarını yıkacak ve derhal Suriye, Irak ve İran ile işbirliği yapacağız.
Beş Ülke Beş Deniz’i bileştireceğiz.
Öncelik, Suriye ile ittifaktadır ve hemen arkasından Irak ile!
Koşullar değişirse sıra değişir.
O zaman göreceksiniz Kandil beyaz bayrağı çekecektir. Diyarbakır işte o zaman Türkiye’nin yıldızı olacaktır.
Kürdümüzü kazanarak vatanımızı birleştireceğiz.
ABD ve İsrail’in tertiplerinde silahlı roller üstlenen olursa, kuşkusuz Türkiye’nin yaptırım gücü, kardeşliğin ve barışın önünde engel bırakmayacaktır.
Kürdümüze güveniyoruz
İçine girdiğimiz devrim süreci bir aşamasında, Güneydoğu halkımızın birlik yönüne döneceğini göreceğiz. Çünkü biz Kürdümüzün önüne, ABD enstrümanlığını değil, hükümet olma seçeneğini koyuyoruz.
PKK, tabanını kaybedecek ve Türkiye’nin birliğine katılacak olanlar, etnik temelde örgütlenmeden de vazgeçeceklerdir.
Af ne zaman olur?
Ülkeye barış gelecektir. Herkes sevdiklerine kavuşacaktır.
Partimizin af siyasetini, E. Tümg. Naci Beştepe, 19 Kasım 2013 günü açıkladı:
Silahı bıraksınlar, elbette af olur!
Bu açıklama şu anlama da gelir: Silah bırakmazlarsa, silah bıraktırılacaktır. Yine af olur!
Pax Americana (Amerikan Barışı) enstrümanlarının korkak korkak vaat etikleri af geçersizdir.
Ancak Türk-Kürt kardeşliğiyle kurulacak Milli Hükümet’in çıkaracağı af kaçınılmazdır.
Türkiye halkı, bu acı yılları arkada bırakarak ve el ele büyük geleceğe yönelecektir.
ABD İkinci İsrail’i kuramayacak
Doç. Dr. Sait Yılmaz’nın 19 Kasım 2013 akşamı Ulusal Kanal’ın Medyanın Halleri programındaki saptaması çok doğrudur: ABD, bölgede İkinci bir İsrail kuramayacaktır.
Sayın Yılmaz, bu tarihsel öngörünün kanıtlarını kitap olarak yazmış. Geçerliliğini yitirmeyecek bir kitap.
Doğu Perinçek
Aydınlık/Rota

,

0 comments

Write Down Your Responses

Bizler; ABD ve AB’ Ülkelerinde eğitim gören, aynı zamanda ATATÜRK İlke ve İnkılaplarına bağlı, Ülkesini, Vatanını ve Milletini seven, Siyasi Parti olarakta CHP’ye yakın SOL eğilimli Türkiye’li Üniversite öğrencileriyiz. inceayarsiyaset.blogspot.com siz değerli arkadaşlarımızın faydalanması için açılmıştır. Amacımız; Türkiye’de izlenilen siyasetleri özellikle de İktidar partisinin yanlış siyasetlerini yakından takip edip mercek altına alarak siz değerli okuyucularımızla paylaşmaktır.

Powered by Blogger.