Hakan Fidan Projesi Olarak HDP
Abdullah Öcalan’ın İmralı
tutanaklarında yer alan şu sözleri, MİT-Öcalan ilişkisinin en somut ifadesidir:
“Süreci esastan bozan güç kim diye baktım. Savcının 7 Şubat MİT’e darbesi. Ben
bir darbeyi sezdim. Cezaevi müdürüne ‘MİT Müsteşarı Hakan Bey’i yalnız
bırakmamak gerekir’ dedim. Sözlü, yazılı iletişime geçtim, 5 ay önce tekrar
kanal açıldı, diyalog başladı.” (Milliyet, 28 Şubat 2013)
Öcalan’ın Hakan Fidan’a destek
olması hem PKK hem de MİT açısından ibretliktir ve daha önemlisi, Öcalan’ın
Erdoğan’a yazdığı biat mektubuyla birlikte değerlendirildiğinde, PKK tarihi
için kritik bir dönemeçtir.
Artık açıkça saptayabiliriz:
İmralı’dan çıkan her siyasi mesaj, bir Hakan Fidan mesajıdır. Onun talebi
dâhilinde ve AKP’nin ihtiyaçları doğrultusundadır.
BDP, ÖCALAN’IN EMRİNE DİRENDİ
HDP için de aynı şeyi
söyleyebiliriz. Doğrudur, BDP’den HDP’yi kurmasını isteyen Öcalan’dır, ama
projenin sahibi Hakan Fidan’dır.
Öcalan, kendisini 21 Temmuz’da
ziyaret eden Selahattin Demirtaş ve Pervin Buldan’la PKK ve BDP’ye şu mesajı
gönderir: “Gidin tartışın benim önerimi; bir kısmınız orada, bir kısmınız
burada olmasın, yerel seçimde BDP’li milletvekilleri HDP’ye geçsin.” (Radikal,
1 Ağustos 2013)
Ancak hem PKK hem de BDP içinde
Öcalan’ın, daha doğrusu Hakan Fidan’ın HDP projesine karşı çıkanlar olur. Hatta
BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “Doğu’da BDP ile gireceğimiz kesin
ama Batı’da BDP mi olur, HDP mi olur, henüz kararlaştırmadık” der. (ANF, 1
Ağustos 2013)
Netice: Öcalan’ın “hepiniz HDP’ye
geçin ve HDP’yle seçime girin” emri dinlenmez. Demirtaş yönetimi, “Seçimlere
Doğu’da BDP, Batı’da HDP ile girilecek” orta yolunu bulur.
PKK VE BDP’DE İÇ ÇARPIŞMA
Bu süreçte hem PKK’de hem de
BDP’de çatlaklar oluşur.
Öcalan, PKK içinde Cemil Bayık’ın
Murat Karayılan’ın yerine geçmesine direnemeyeceği için mecbur kalmıştır. Zira
Bayık, Karayılan’ın uyum gösterdiği MİT-Öcalan sürecine mesafeli duran
kesimdendir.
BDP içinde de çarpışma yaşanır.
Demirtaş’ın adayların belirlenmesi noktasında PKK’nin bir kanadı ve Parti
Meclisi ile karşı karşıya gelmesi, kongre çağrısının reddedilmesi ve
istifasının konuşulması parti için kritik bir dönemeçtir.
HDP’NİN DÖRT HEDEFİ
Peki, Fidan ve Öcalan’ın “BDP’yi
Türkiyelileştirerek HDP’ye aktarma” projesi aslında nedir? Neyi
hedeflemektedir?
1. HDP projesi, aslında
Erdoğan’ın Gezi’yi bölme ve etkisizleştirme projesidir.
Halk hareketine karşı Öcalan’ı
devreye sokan MİT, ona “Taksim’i ulusalcılara bırakmayın” çağrısı yaptırmış ve
PKK ile BDP’yi, soğuk durdukları Gezi’ye yönlendirmişti. Erdoğan, Apo
posterleriyle meydanı bölmeyi ve Türk bayraklı büyük kitleyi alandan soğutmayı
hedeflemişti.
Halk hareketi yeniden canlanacağı
için proje yürürlüktedir. Nitekim Eylül ayında eşzamanlı olarak İmralı, Kandil
ve BDP, Gezi’ye ve Gezi’deki geniş kitleye göz kırpmıştır.
2. MİT bu projeyle, Haziran Halk
Hareketi’ne katılarak devrimcileşen büyük kitlenin doğal yatağına akmasını
önlemeyi ve kitleyi en sonunda etkisizleştirecek sahte yataklara kanalize
etmeyi hedeflemiştir. O kitlenin önüne “alın size sol” denilerek sahte bir
havuz konulmuştur.
3. MİT’in “BDP artı Türk Solu”
şeklinde projelendirdiği HDP’nin bir diğer hedefi de CHP’dir. Nitekim HDP
Kongresi’nden sonra yerel seçimlerde İstanbul’da CHP-BDP ittifakı olabileceği
dillendirilmiştir.
Hiçbir gerçekliği olmayan bu
sözde ittifak ile CHP’nin devrimci, solcu, Kemalist kesimleri hedef alınmıştır.
CHP’nin devrimci kanadının sistem için tehlikeli olabilecek bir ittifaka,
örneğin İşçi Partisi ile bir ittifaka soyunmasındansa, BDP ile ittifak
söylentileri içinde eritilmesi, tipik bir Gladyo operasyonudur.
4. Erdoğan ve MİT bir taşla bir
kaç kuş vurmayı planlamaktadır. HDP ile Türk Solu’nu yutmayı, CHP’nin devrimci
kesimlerini oyalamayı ve Halk Hareketini etkisizleştirmeyi hedefleyen MİT, aynı
zamanda son tahlilde kanatlarını kırarak PKK’yi de daha biat eder hale
getirmeyi planlamaktadır.
Doğuda güçlü ve Batı’da AKP’ye
dalgakıran olacak bir PKK, Erdoğan için en önemli müttefiktir!
Mehmet Ali Güller
0 comments
Write Down Your Responses