Bahçeli'den Erdoğan'a Yezid yanıtı
Devlet Bahçeli: Başbakan Erdoğan Şam'daki
Yezid'ten önce, İmralı'daki, Kandil'deki Yezid'lere bakmalı.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, AK
Parti'nin kalıcı olmadığını öne sürerek; "Şu bir gerçektir ki; AKP
konjonktürel, gelip geçici, kökü ve kimliği olmayan, derleme ve toplama bir
siyaset kümesidir. Bunca iktidar yıllarına rağmen AKP'nin kalıcılığı yoktur"
dedi.
MHP lideri Devlet Bahçeli
partisinin grup toplantısında konuştu. Bahçeli, Muharrem Ayı'nın
unutamayacakları acıların, hüzünlerin, hıçkırıkların ve felaketlerin yaşandığı
bir zaman dilimi olduğunu belirterek, Hz. Hüseyin'in ve ailesinin hunharca katledilişinin
hiçbir zaman akıllardan çıkmayacağını söyledi. İslam aleminin Kerbela olayından
gerekli dersi çıkarmadığını vurgulayan Bahçeli; "Hala Yezitler, Nemrutlar,
Firavunlar ve destekçileri her taraftadır. Hala yeni Kerbelalar yaşanmakta,
aklın ve insafın almayacağı kanlı hadiseler görülmektedir. Kutlu dinimizi
terörle yana yana getiren alçak plan ve propagandalar, acılar üzerinden
cepheleşmeleri yaygınlaştıran, husumetleri tırmandıran emeller tüm Müslümanları
zora sokmuştur. Petro-dolarların üzerine kapaklanan, enerji kuyularının
etrafına öbek öbek çadırlarını kuran, bunun yanında saltanatlarını
sürdürebilmek için Batı'nın güdümüne giren emirler, sultanlar, krallar kendi
vicdan muhasebelerini mutlaka yapmalıdır" diye konuştu.
" SURİYE'DE PERİŞANLIK VE ACIMASIZLIK
DİZ BOYUDUR"
Bahçeli, hükümetin Suriye
politikasını eleştirerek şunları kaydetti; "Başbakan'ın mantık ve
anlayışına göre; Esad kötüdür, ama insan eti yiyen yamyamlar masumdur. Başbakan
Erdoğan için Suriye'de izlenecek orta yol kalmamış, iki cinayet makinesinden
birisine taraf olmak kaçınılmaz olmuştur. Hükümetin Suriye politikası milli
gerçeklerden, milli hedeflerden ve jeo-politik çerçeveden bütünüyle soyutlanmış
ve kopmuştur. Kabul ediyoruz ki, Suriye'de perişanlık ve acımasızlık diz boyudur.
Tüm taraflar silaha ve bombaya sırtını dayamış, öldürmeye ve yok etmeye
programlanmıştır. İnsanlık Suriye topraklarının dışına sürülmüş, sağduyu, akıl
ve teenni çoktan kaybolmuştur. Şimdiye kadar 130 bine yakın insan hayatını
kaybetmiştir. Suriye'den atılan mermiler, isabet eden toplar sınırın bu
yakasında periyodik olarak suçsuz, günahsız insanlarımızın vefatına neden
olmaktadır. Bu haliyle sınır hattımız belirsizlikler içinde olup,
vatandaşlarımızın can ve mal kayıpları ciğerimizi dağlamaktadır."
"HÜKÜMET ÖNCE TÜRK MİLLETİNİ
DÜŞÜNMELİ
MHP lideri, Türkiye sınırındaki
Suriyeli mülteci sayısının sürekli arttığını vurgulayarak; "Hali hazırda
ülkemizin değişik yörelerine 200 bini çadır kentte, 300 bini farklı şekillerde
olmak üzere 500 bini aşan Suriyeli mülteci yerleşmiştir. Ve bu sayı gittikçe
artış göstermekte, gittikçe de kabarmaktadır. Elbette muhtaç olanların, yardım
isteyenlerin imdadına yetişmek milletimizin asil niteliklerindendir. Ancak
kontrol altına alınamayan, önüne geçilemeyen, makul sınırı çoktan aşan mülteci
yığılması sosyal, siyasal, ekonomik ve kültürel açmaz ve sorunlara da sebebiyet
vermektedir. İnkâr edilemez bir gerçektir ki, Suriyeli sığınmacılar sınır il,
ilçe ve kasabalarımız başta olmak üzere, milletimize ilave külfetlere yol
açmaktadır. Bu çerçevede suç ve suçlu sayısı artış göstermekte, asayişsizlik
vakalarında gözle görülür bir yükselme görülmektedir. Başbakan ve hükümeti,
muhaliflere ve mültecilere millet kesesinden bol bol harcama yapmaktadır.
Başbakan Erdoğan, geçtiğimiz günlerde, bugüne kadar yapılan harcamaların iki
milyar doları bulduğunu açıklamıştır. Milletimizin alın teri, insanımızın el
emeği Başbakan ve hükümeti tarafından çarçur ve heba edilmektedir. Başbakan
Erdoğan taahhüt edilen yardımları alamamış, tutulmayan sözlerin altında kalmış
ve milletimizin sırtına yeni ve büyük bir fatura yüklemiştir. Hükümetin
düşünmesi ve menfaatine uygun hareket etmesi gereken öncelikle aziz Türk
milletidir" dedi.
"ŞAM'DAKİ YEZİD'TEN ÖNCE
İMRALI'DAKİ YEZİD'LERE BAKMALI"
MHP lideri Bahçeli, Başbakan
Erdoğan'ın 'Şam'daki Yezid yerden ve gökten ölüm gönderiyor' sözlerini
hatırlatarak şunları kaydetti; " Bağdat'ta, Kerkük'te, Musul'da,
Telafer'de, Kabil'de, Beyrut'ta, Mogadişu'da, Sana'da, Nairobi'de yerden ve
gökten acaba yağan nedir ve bunun müsebbipleri kimlerdir? Irak ve Afganistan'da;
kadınlara, yaşlılara, gençlere, körpe yavrulara, Türk ve İslam'ın her tarafına
namlu çevirip ölüm kusanlardan hiç mi malumatın olmadı? Bunlarla hiç mi
karşılaşmadın? Devri iktidar yıllarında bir kere de olsa, Eşbaşkanlık görevini
aldığın çevrelere; durun, yapmayın diyerek önlerine geçmek, kendini feda etmek
hiç mi aklının ucuna gelmedi? Bunun da ötesinde, yıllarca Kato'da, Tendürek'te,
Cudi'de, Hakkâri'de, Şırnak'ta, Diyarbakır'da, Bingöl'de ve hatta Ankara'da,
İstanbul'da ölüm yağdıranlar, insanımızı, çocuklarımızı, gencecik kızlarımızı,
Mehmetçiklerimizi, polislerimizi şehit edenler kimlerdir? Başbakan Erdoğan
Şam'daki Yezid'ten önce, İmralı'daki, Kandil'deki Yezid'lere bakmalı, bunlara
kafayı takmalıdır. Sayın Başbakan, bugün Yezid diye mimlediklerine geçmişte
kardeşim diyordun; dün ise, 'döktükleri kanda boğulacaklar' dediklerinle bugün
çözüm ve barış konuşuyorsun. Türk milleti Başbakan ve hükümetinin maksadını
anlamış, oyunlarını fark etmiştir. İnşallah bu oyun bozulacaktır."
"AKP'Yİ TÜRKİYE PARTİSİ
OLMAK KESMEMİŞTİR"
Grup toplantısında hükümeti
eleştiren Bahçeli şöyle konuştu, "Başbakan Erdoğan'ın sözlerinden
anlaşıldığı kadarıyla, kendilerini Türkiye partisi olmak kesmemiştir. Sözüm ona
AKP, sınırları aşan bir Dünya partisi haline gelmiştir. Doğrudur, küresel
cinayet projelerine mihmandarlık ve Eşbaşkanlık; Dünya partisi olmaktan, daha
doğru bir deyimle kıtalar arası işbirlikçilikten geçmektedir. Gerçek şudur ki,
Başbakan Erdoğan'ın Türk milletinin partisi olmadan sınır ötesine gözünü dikmesi,
küresel platformda iddialarda bulunması tam bir akıl tutulması ve mantık
garabetidir. Şu bir gerçektir ki; AKP konjonktürel, gelip geçici, kökü ve
kimliği olmayan, derleme ve toplama bir siyaset kümesidir. Bunun yanında;
menfaat birlikteliği, ikbal müşterekliği, nefsi ve dünyevi arzuların merkez
üssü ve nirengi noktasıdır. Bunca iktidar yıllarına rağmen AKP'nin kalıcılığı
yoktur. Gün gelecek, siyasi tarihimizde benzerlerine çok rastlandığı üzere,
kurumuş yaprak gibi uçup gidecek, geriye de teröristlerle nasıl içli dışlı
olduğu gerçeğinden başka hiçbir şey kalmayacaktır. Şunu samimiyetle
söyleyebilirim ki, AKP yorgun ve bitkindir. Dermanı, hevesi ve heyecanı uzun
süre önce bitmiştir. İktidar partisi yıpranmış, modası geçmiş, krediyi
tüketmiştir. AKP kendisini tekrara başlamış, ezberlerden fayda ummuş, yalan ve
uydurmalara saplanmıştır. Bu da ister istemez AKP içindeki sancıları, kafa
karışıklıklarını ve anlaşmazlıkları gün yüzüne çıkarmaktadır. Başbakan'ın
Kızılcahamam'daki konuşması aslında kendi parti içindeki kaynamaların,
kaymaların ve rahatsızlıkların işaretlerini vermektedir. Görünen odur ki,
Başbakan'ı korku almıştır."
"MARMARAY'IN KREDİSİNİ BİZ
TEMİN ETTİK"
MHP lideri, 29 Ekim günü
'Gebze-Halkalı Demiryolu İyileştirme ve Boğaz Tüp Geçiş Projesi'nin hayata
geçtiğini hatırlatarak; "Bu projenin yapımında emeği ve katkısı bulunan
herkese partim adına teşekkür ediyorum. İktidarda hangi parti bulunursa
bulunsun, Türkiye'nin hayrına kim taş üstüne taş koyarsa tebrik etmekten
kaçınmayız. Zira bizim kompleksimiz ve utanacağımız bir şey yoktur.
Milletimizin razı olduğu her şeyden biz de razı olur ve arkasında dururuz. Bu
sözlerimin altında milliyetçiliğin ilkeleri yatmaktadır. Ne var ki, şu
gerçeklerin altını çizmeden de geçmek istemiyorum. Doğrudur, Marmaray 153
yıllık bir rüyadır. Ancak bu projenin bugünkü noktaya gelmesinde partimizin
hükümet ortağı olduğu ve siyasi sorumluluk taşıdığı 57.Cumhuriyet Hükümeti'nin
büyük bir payı vardır. Bilhassa Ulaştırma Bakanlığının partimizin görev
sahasında olmasından dolayı, bu projenin olgunlaşmasında bizim katkımız asla
ihmal edilemeyecektir. AKP iktidara gelmeden söz konusu projenin edüt,
fizibilite, mühendislik ve ön inşaat ihalesini zaten yapmış ve bu konudaki
kararlılığımızı göstermiştik. Marmaray Projesi için lazım gelen krediyi biz
temin etmiş ve 25 Temmuz 2002 tarihinde de ihaleye çıkmıştık. İktidar süremiz
yetmediği için doğal olarak bu projenin açılışını yapmak bize nasip olmamıştır.
Başbakan Erdoğan'ın inkârcı, vefasız ve yok sayan zihniyeti burada da kendisini
göstermiştir. Bizim vizyonumuzu sorgulayan Başbakan'a hatırlatmak isterim ki,
şu anda iftihar ettiği hangi proje ve hangi hedef varsa altında Milliyetçi
Hareket'in alın teri, çalışkanlığı ve yüksek ufku bulunmaktadır" dedi.
0 comments
Write Down Your Responses