El kaide de mi dinin gereği
Gün geçmiyor ki yabancı basında
AKP’nin El Kaide’ye verdiği destekle ilgili bir haber çıkmasın.
Son olarak İngiliz Daily
Telegraph gazetesi, El Kaide ve bu örgüte bağlı diğer grupların, teröristleri
Suriye’ye göndermek için Türkiye topraklarını kullandığını yazdı.
Gazete, başta Hatay olmak üzere,
Türkiye’nin güney illerinde kiralanan evlerde, aralarında İngiliz
vatandaşlarının da olduğu yüzlerce El Kaide teröristinin barındığını ve
bunların Suriye’ye girip çıktığını kaydetti.
Bilinen bir durum aslında.
İlginç olan ise, neredeyse 3
yıldır yaşanan bu duruma iktidarın hala göz yummaya devam etmesi.
Reyhanlı’daki saldırıların EL
Nusra işi (Yani El Kaide) olduğunun gün gibi ortada olması, Gazi Antep’te
ortaya çıkan sarin gazları ve El Kaide hücreleri, Urfa Ceylanpınar’da her gün
El Kaide ateşinde ölen ve yaralanan yurttaşlarımız ve bunlara sesini çıkarmayan
bir hükümet ve TSK.
ABD’nin nefret ettiği Irak
Başbakanı Nuri El Maliki bile ABD’ye gidiyor, El Kaide’ye karşı işbirliği
imkanları araştırıyor. Yine ABD’nin can düşmanı İran, Obama ile diyalog
başlatıp, El Kaide’ye karşı birlikte hareket etme önerileri getiriyor. Cenevre
2’ye hazırlanan Suriye de adım atıyor. Kimyasal Silahların Önlenmesi Örgütü
denetçileri, Suriye’nin kimyasal silah üretme teçhizatını, öngörülen tarihte
imha ettiğini açıkladı.
Bir adım atmayan, inadım inat
diyen bizimkiler. Bir de kimyasal saldırı provokasyonu elinde patlayan,
ardından ABD’ye “küstüm oynamıyorum” diyen Bender Bin Sultan’ın Suudi
Arabistan’ı.
Türkiye ve Suudi Arabistan’dan
cesaret alan El Kaide, kimyasal silahtan da vazgeçmiyor. Lübnan’ın El Mayadin
Televizyonu, önceki günkü haberinde, El Nusra’nın Türkiye sınırındaki Resulayn
kentindeki çatışmalarda PYD’li Kürt militanlara karşı kimyasal silah
kullandığını duyurdu.
ESAD'I DEVİRECEĞİM DİYENLER...
ABD de El Kaide’nin başa bela
olmasından AKP’yi sorumlu tutuyor. MİT Müsteşarı Hakan Fidan bu yöndeki
eleştirilerin odağında, ama asıl suçlanan Erdoğan - Davutoğlu ikilisi.
ABD ve İsrail, belli ki bizimkileri
kullandılar şimdi de iş zora girince sattılar.
Tamam, bunu anlamak gayetle
mümkün, ilk körfez savaşında da işi beceremeyen! Özal’ı satmışlardı.
Bunlar olabilir de, reel politik
bu kadar açık ve net iken, hala Cenevre-2’yi baltalamak, El Kaide’ye desteği
sürdürmek neyin nesi?
Bir de inkar ediyorlar.
Davutoğlu aynen şunları söylüyor:
“Suriyeli olmayan ve Suriye'de
Suriyelilerin haklı mücadelesine gölge düşürecek şekilde faaliyet gösteren
aşırı grupların hiçbirine destek vermedik, hiçbiriyle ilgili de bu anlamda
herhangi bir imkan sağlamamız söz konusu olmamıştır”
Yahu Gazi Antep’te sarin gazıyla
yakalanan Hitham Kassap denen El Kaideciyi, bunlar antifrizmiş diye daha önceki
gün serbest bırakan mahkeme, Somali mahkemesi miydi?
Reyhanlı’yı, göstere göstere koca
şehri patlatan El Kaideciler yerine yıllar önce dağılmış Acilciler Örgütü diye
Mihraç Ural’a yıkan Malezya mıydı?
Ya o karanlık kamplar,
İstanbul’un dahi göbeğinde fink atan tipler; hepsi kabak gibi biliniyor.
Kan davası ve mezhep kavgası
söylemleriyle, Esad’ı devireceğim derken, kendi koltuklarını ateşe attılar…
Hüseyin Vodinalı
0 comments
Write Down Your Responses