Binbaşı'dan Diyanet'e soru: Hâlâ Müslüman'mıyım?

Balyoz davasında "darbe hazırlığı" kapsamında bombalanacağı iddia edilen İstanbul Fatih Camisi'nde keşif yaptığı ileri sürülerek 13 yıl 4 ay hapis cezasına mahkum olan Jandarma Binbaşı Özgür Ecevit Taşcı, Diyanet İşleri Başkanlığı'na mektup yazdı. Diyanet'e 6 soru yönelten Taşcı, 'Dini aidiyetim konusunda kafamdaki çelişkileri giderin' dedi.


Davada isminin yer aldığı, "Keşif Formu" ve "Keşif Sonuç Raporu" adıyla imzasız dijital Word belgeleri nedeniyle suçlandığını hatırlatan Binbaşı Taşcı, keşif yaptığı iddia edilen Fatih Camisi'ni hayatı boyunca hiç görmediğini belirtti. Taşcı, "Normal koşullarda bir dinin mensubu olan birisinin kendi dininin ibadet yeri olan ve kutsal bir yer olarak addedilen bir mekânın bombalanmasına yönelik keşif yapmasının teoride ve pratikte sorunlu ve sakat bir eylem olacağını ve bu düşünce içerisinde olan veya bu düşüncesini eyleme geçiren birisinin bulunduğu dinin mensubiyetini kaybedeceğini değerlendiriyorum. Gelinen noktada kendi inanç, düşünce ve doğrularım ile mahkemenin kabulü ve sonuçta dini aidiyetimin durumuna yönelik bir ikilem oluşmuştur" diyerek, Diyanet İşleri Başkanlığı'na şu soruları yöneltti:
"1.Yakın tarihte Malezya'da Yüksek Mahkeme gayri-Müslimlerin "İslam" kelimesini kullanamayacağına hükmetmiştir.Türkiye'de İslam hukuku haricinde laik devletin tezahürü olarak teşkil edildiği kabul olunan mahkemelerin benzer şekilde bireylerin dini inançlarını ve konumlarını etkileyen kararları İslam Dininin kendi özgün kural ve kabulleri açısından geçerli midir? Devlet yapılanması içerisinde yer alan laik mahkemelerin kararı bireyin dini inanç ve aidiyetini etkiler mi? Şeriatın kestiği parmağın acımayacağı kabulü devlet için de geçerli midir? Devletin kestiği parmak acır mı; duruma ve kişiye göre değişir mi?
2.Yargıtay 9'ncu Ceza Dairesinin kararı zımni olarak benim artık bir Müslüman olamayacağım yönünde verilmiş bir karar mıdır? Bu durumda Nüfus Müdürlüğüne başvurarak T.C. Nüfus Cüzdanımda bulunan din hanesindeki İslam ibaresini kayıtlardan sildirmem gerekir mi?
3.Eğer ben kendi iddiamda, yani üzerime isnat olunan suça konu eylemi gerçekleştirmediğim ve zerre kadar da bilgim olmadığı hakkında kalben ve Tanrı huzurunda haklı isem, üzerime isnat olunan bu suçlamaya sebebiyet verenler yani benim üzerime iftira atarken cami keşfedilmesi ve bombalanmasını tasavvur edenlerin İslam inancı açısından durumları nedir? Eğer ben iddiamda haklı isem bu şahıslar müfteri midir? "Kul hakkının yenmesi" kapsamında bu şahısların konumu nedir? Bu şahısların yaptıkları eylemi "İslam adına yapılan her şey mubahtır" şeklinde bir anlayışa dayandırmaları İslam Dini açısından menfi sorumluluklarını ortadan kaldırır mı?
4.İslam'ın farklı yorumlarından kaynaklanan paradigmaların hayata geçirilmesinde antagonist konumlar işgal eden öznelerin veya özne gruplarının aynı dini kimliğe eklemlenmeye çalışmaları ve hegemonik müdahale ve mücadeleleri İslam Dini açısından sorunlu bir durum mudur?Din güçlü olanın temsilini üzerine aldığı hegemonik bir mücadele alanı mıdır? Ekonomik güce sahip belirli cemaatlerin veya "devletin ideolojik aygıtları" ile "baskı araçlarını" elinde bulunduranların dini yorum ve pratikleri İslam açısından geçerli ve rıza gösterilmesi zorunlu egemen anlayış mıdır? Kısacası; üzerine iftira atılanla bu iftirayı atanların aynı dinin mensubu olmaları, aynı dine eklemlenmeleri olası mıdır? Bu kapsamda "Bana bunu yapanlar Müslümansa, ben Müslüman değilim" anlayışı dinen geçerli bir düşünce olabilir mi?
5.Yargılandığım mahkeme tarafından camii bombalayacağı iddia olunanların beraat etmesi benim ve diğer camii keşfettiği iddia olunan sanıkların yaptığı sözde keşfin amaca hizmet etmemesi olarak yorumlanabilir mi? Yani camii bombalayacaklar camiyi bombalamadığına ve beraat ettiğine göre camii keşfi yaptığı iddia olunanların İslam Dini açısından durumu ne olacaktır?
6.Yargılandığım dava kapsamındaki durumumu bir analoji ile temsil ettiğiniz faaliyet alanına uyarladığımızda yaklaşık olarak şöyle bir durumla karşı karşıyayım. Hayatım boyunca bir arada bulunmadığım bir Camii cemaatinin şahsım da içinde yer alacak şekilde ibadet edilmesi gereken yer ve zamanda ibadet dışı faaliyetlerle suçlandığını ve bu suçlama karşısında cemaatinin ibadet alanındaki davranışlarından doğrudan sorumlu olan, şahidi olan ve gerçekleri bilen imamın, cemaate yönelik suçlama karşısında ve gerçeklerin ortaya çıkmasına yönelik sessiz kaldığını ve suçlanan cemaatin "gerekçe" gösterilmeden esaret altına alındığını düşünün. Bu durumda gerçekleri dile getirmekten sakınan Camii imamının İslam Dini açısından durumu ne olacaktır? İmamın bu davranışı normal midir? Dinen yasak bir davranış mıdır? İnsanların haksız ve hukuksuz yere esaret altına alınması ve buna sebebiyet verenler, sessiz kalanların dinen durumları ne olacaktır?
Yukarıda belirttiğim soruların cevaplarının, vatandaşların dini konulardaki bilgi taleplerini yerine getirmekle sorumlu ilgili biriminiz tarafından yazılı olarak tarafıma bildirilmesini, dini aidiyetime ve inanç alanıma yönelik tereddütlerimin giderilmesini arz ederim."
Gamze Çınlar

,

0 comments

Write Down Your Responses

Bizler; ABD ve AB’ Ülkelerinde eğitim gören, aynı zamanda ATATÜRK İlke ve İnkılaplarına bağlı, Ülkesini, Vatanını ve Milletini seven, Siyasi Parti olarakta CHP’ye yakın SOL eğilimli Türkiye’li Üniversite öğrencileriyiz. inceayarsiyaset.blogspot.com siz değerli arkadaşlarımızın faydalanması için açılmıştır. Amacımız; Türkiye’de izlenilen siyasetleri özellikle de İktidar partisinin yanlış siyasetlerini yakından takip edip mercek altına alarak siz değerli okuyucularımızla paylaşmaktır.

Powered by Blogger.