Murtaza Demir: Laiklik olmazsa Alevilik de olmaz



Pir Sultan Abdal Derneği'nin eski Başkanı Demir, meselenin Alevi sorunu değil, iktidar bir meselesi olduğunu belirtti. 'Laik değerlerin tasfiye edildiği bir ülkede Alevilerin yaşam şansı yoktur' dedi


Aydınlık'ın başlattığı "Alevi 'açılımı'nın altında ne yatıyor?" tartışmasının bugünkü konuğu Murtaza Demir. Pir Sultan Abdal Derneği'nin kurucusu ve eski Başkanı Demir, Sivas katliamının da hayatta kalan tanıklarından biri.
- "Açılımlar" Alevilere bir şey kazandırdı mı? Yoksa AKP'nin her "açılım"ı, Cumhuriyet'in A-levilere kazandırdığı kimi hakların kaybedilmesi anlamına mı geldi?
Cumhuriyet kazanımlarımızın tümüyle tasfiye edildiği, yerine şeri devlet sisteminin adım adım ikame edildiği bu süreçte, her ne olursa olsun, her ne verilirse verilsin Alevilerin bir kazancından söz etmek akıldışıdır. Türkiye'nin ve farklılıklarımızı koruyarak bir arada yaşam şansımızın berhava edildiği bir ortamda "kazanç"tan söz etmek ihanetle eşdeğerdir.
Diğer yandan bana göre, "Alevi Çalıştayı"; onu örgütlemekle görevlendirilen Sayın Faruk Çelik'in, "Tekke ve Zaviyeler Yasası kaldığı sürece cemevi sorununu çözemeyiz" dediği gün bitmişti.
"Alevi sorunu"nun çözümü, özünde dinin para, güç, saltanat ve iktidar aracı olarak kullanılıp kullanılmamasıyla ilgilidir. Yani Anayasa'mızda yazılı olduğu gibi laik-demokratik devlet olgusunun gereğini yerine getirip cumhuriyetin eşit ve özgür yurttaşları mı olacağız, yoksa fiiliyatta olduğu gibi mezhep devletinin diyanet, imam okulu gibi kurumlarını tahkim edip şeriat sistemine geçmek için fırsat mı kollayacağız? Alevinin, demokratik ve laik değerlerin tasfiye edildiği bir ülkede yaşam şansı yoktur... Bu yüzden esasen sorun, Alevi sorunu değil, iktidar sorunudur.
'Fikir ve vicdanları hür değil'
- Milletimiz Alevi ve Sünni olarak ayrışmakta mıdır? Her tarafta cemevlerinin yapılmasının yaygın bir uygulama haline gelmesi ne anlama geliyor?
Evvela tartışmasız bir gerçeğe değinerek başlayalım: Din ve mezhep kavgaları, dini referansların devlet-idari kastı üzerinde etkili olduğu ülkelerde, hiçbir şekilde sübut bulmamış, kazananı ve "ötekine" göre haklı çıkanı olmamıştır. Örnek mi istiyorsunuz; kafamızı kaldırıp kendi ülkemize, İslam ülkelerinin tamamına veya Katolik, Protestan, Ortodoks mezhep boğazlaşmasını yaşayıp bedelini ödeyen Hıristiyan dünyasının "din savaşlarıyla" ilgili tarihine bakalım.
T.C. hükümetleri ve AKP, meseleye, günümüz "muasır" medeniyet zaviyesinden değil, Emevi döneminin din algısı ve ayrışması üzerinden baktığı için modernitenin kitlesel dayanaklarından biri olan Alevi-Bektaşiliğin, ne denli gerekli ve değerli olduğunu da fark edemiyor ya da siyasi nedenlerle görmek istemiyor. Çünkü yönetime gelenlerin fikri, irfanı, vicdanı hür değil. Cumhuriyetin niteliklerini içselleştiremedi, kavrayamadılar.
Bu nitelikleri göremeyen halk Atatürk'e sövenlere alkışı, AKP ve Fethullah'ı eleştirenlere ise Silivri zindanlarını uygun gördü; bugünlere böyle geldik...
- Cemevleri ibadethane midir, yoksa kültür merkezleri olarak ele alınmaları daha mı doğrudur? Dedelere maaş bağlanması önerisi ne anlama gelmektedir?
Değerli dostum Piri Er'in de tespit ettiği gibi, Alevilik köy kökenli bir inanç sistematiğidir. Son elli yıllık süreçte ise durum tersine işlemiş ve Aleviler hızlı bir biçimde kentleşmişlerdir. Alevi toplumunda yaşanan köyden kente yoğun göç, nüfusun belirli alanlarında birikmesi ve kentteki yerleşim alanlarında cem ibadetinin icra edilmesinin fiziken mümkün olamaması, Anadolu Alevileri açısından kent koşullarına uygun cemevlerinin yapılmasını zorunluluk haline getirmiştir. Dolayısıyla cemevlerine olan ihtiyaç, kentleşmeyle birlikte bir soruna dönüşmüştür.
Ülkemizde Alevilerin ibadet mekânları olarak tanımladıkları cemevleriyle ilgili herhangi bir yasal düzenleme bulunmaması nedeniyle Alevilerin ibadetlerini yerine getirme ve ibadet mekânları olan cemevlerinin kurulmasına ilişkin konularda kimi sıkıntıların yaşandığı gözlemlenmektedir. Bu durum Aleviler tarafından inanç özgürlüklerinin engellenmesine yönelik bir tavır olarak algılanmaktadır.
Aleviliği bir inanç olarak tanımladığımız kadar, kültürel ve felsefi boyutlarıyla da tanımlayabiliriz; ancak Aleviliği salt bir kültür, cemevlerini de sadece birer kültür merkezi olarak tanımlamak ve tanıtmak Aleviliğin alanını daraltır ve anlaşılmaz kılar. Bu nedenle Alevilerin kendileri için ibadet mekânı olarak tanımladıkları cemevlerini, onların kabullenişleri açısından tanımak ve tanımlamak bir zorunluluktur.
'Benim günahım kendime'
- Aleviliğin "İslamiyet dışı" olduğu yolundaki fikirlerin yaygınlaşmasında Sünni yobazlığın Aleviliğe bakışı mı etkili olmuştur? Alevi dinciliği ile Sünni yobazlığın bu konuda hemfikir olmalarını nasıl değerlendirmek gerekir?
Alevilik de Sünnilik gibi bir inanma yolu, yani tariktir. Dolayısıyla kişi "dinsiz" olduğunda Sünni olamayacağı gibi Alevi de değildir artık. Alevilik ya da Sünniliğin kelime anlamları birer inançsal yoldur ve bizatihi inançlılığı ifade eder. Kaldı ki, bir yanlışa düşmeyelim; günümüzde artık inançsızlık dahi bir haktır. Bu yüzden kem söz elbet te sahibinindir ama "Sünnilik dinsizlik mi" dediğimde, bu, Sünnilerin dinsiz olduğunun değil, benim çapımın ve "ne mene" biri olduğumun kanıtı olur?
Bir Alevi olarak bu tür karalamalar elbette gücüme gitmektedir. İçimden "sana ne kardeşim; benim günahımı senden mi soracaklar; git işine" demek geliyor ama bu davranış sorunumuzu çözmüyor ki... Sonuçta aynı ülkede yaşıyoruz ve huzura ihtiyaç duyuyoruz. Kardeşlerimizin bir bölümü Alevilerin tapınma biçimiyle ilgili olarak büyük bir merak çinde! Her ne hikmetse bunu kendilerine dert etmişlerdir.
Önerim şu: "Senin inancın sana, benimki de bana." Olmaz mı: Mutlaka camiye mi gelmeliyim? Gökkubbenin altındaki her bir yerin ibadethane olduğu gerçeğine ne dersiniz?

, ,

0 comments

Write Down Your Responses

Bizler; ABD ve AB’ Ülkelerinde eğitim gören, aynı zamanda ATATÜRK İlke ve İnkılaplarına bağlı, Ülkesini, Vatanını ve Milletini seven, Siyasi Parti olarakta CHP’ye yakın SOL eğilimli Türkiye’li Üniversite öğrencileriyiz. inceayarsiyaset.blogspot.com siz değerli arkadaşlarımızın faydalanması için açılmıştır. Amacımız; Türkiye’de izlenilen siyasetleri özellikle de İktidar partisinin yanlış siyasetlerini yakından takip edip mercek altına alarak siz değerli okuyucularımızla paylaşmaktır.

Powered by Blogger.