Kararı mahkeme vermedi
Devrimci Karargah davasında karar
geçtiğimiz Temmuz ayında açıklanmış; eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı 15 yıl 4
ay 5 gün hapis ve 10 bin TL para cezasına çarptırılmıştı.
Hanefi Avcı İstanbul 9. Ağır Ceza
Mahkemesi’nin hakkında verdiği bu cezaların bozulması istemiyle Yargıtay’a
temyiz dilekçesini yazdı. Avcı’nın temyiz dilekçesinde oldukça çarpıcı satırlar
göze çarptı.
Temyiz dilekçesinde; kendisi
hakkında verilen hükmün yasa ve usüllere aykırı olduğunu delillerle ayrıntılı
şekilde anlatan Hanefi Avcı, cezalandırılmasının nedeninin Cemaat’in devlet
içindeki örgütlenmesini yazdığı “Haliç’te Yaşayan Simonlar” kitabı olduğunu
belirtti.
İşte Hanefi Avcı’nın Yargıtay’a
gönderdiği temyiz dilekçesinden çarpıcı bölümler:
CEMAAT’İ ELEŞTİRDİĞİM İÇİN OLDU
“Yazdığım kitapda polis ve özel
yetkili yargı içerisinde örgütlenen cemaat mensuplarının yaptığı hukuka aykırı
komplovari soruşturmaları eleştirdiğim için bana suç yaratma amaçlı hukuka
aykırı uygulamalar yapılmıştır.
“Kitabı yazıncaya kadar her
açıdan övülen, örnek gösterilen emniyet müdür hakkında, kitaptan sonra bir anda
bütün örgütlere yardım eden insan haline getirilmeye kalkınmasının yapılan
işlemlerin amacını göstermektedir.
İNSAF, AKIL VE İZANLA BAĞDAŞMIYOR
“Benim durum ve konumumda bir
insanın bir terör örgütüyle ilişkisinin olması makul olmadığı gibi; hadi şaşar
beşer bir hata oldu, bir örgütle doğru yanlış ilişki vs. oldu diyelim, ama
birbirinden farklı idoloji, inanç ve örgütsel faaliyet içerisinde bulunan 4
ayrı gizli terör örgütüyle, bu örgütlere karşı en ciddi görev yapmış, bundan
dolayı bu örgütlerin hedefi olan birinin aynı anda ilişkide olması insaf, akıl
ve izanla bağdaşacak şey değildir.
“Böyle bir olayın herhalde
dünyada örneği yoktur, bir insan istese de böyle bir ilişkiyi kuramaz, bu örgütler
yeraltı teşkilatlarıdır, açık adresleri yoktur, mensupları tanımaz vs. Her
isteyen kişi irtibat kuramaz, irtibat kurmak isteyenlere örgütler yanaşmaz. Bu
yapılar benim gibi biriyle sadece hedefleri olduğum için eylem yapmak için
ilgilenir.”
BİLGİSAYARLARIN DİSKLERİNİ
DEĞİŞTİRDİM
Hanefi Avcı temyiz dilekçesinde;
kitabından dolayı aldığı tedbiri ise şöyle açıkladı
“Böylesi durumlarla
karşılaşabileceğimi tahmin ederek yazdığım kitapta “bundan sonra hayatımı
zindan edecekler biliyorum“ diyerek tedbir olarak görevden ayrılmazdan önce
görev gereği kullandığım bilgisayarların disklerini değiştirerek tedbir
almasam, her halde benzer davalarda görüldüğü gibi şüpheli dijital delilerle
karşı karşıya kalacaktım.
ODATV DAVASI
Hanefi Avcı, Devrimci Karargah
davası temyiz dilekçesinde bir diğer tutuklu olduğu dosya olan Odatv davasından
da şöyle bahsetti:
“Bu kadar gizli olan, yıllarca
varlığı bilinmeyen örgüt, dosyaları adımla Hanefi.doc olarak tutar, bir kot,
şifre vs. kullanmaz ... ODATV davasında örgüt üyesi denen kişilerle son on
yılda bir defa bile görüşmüşlüğüm, konuşmam yoktur, zaten böyle iddia da
yoktur, iddia kendisi de örgüte yardım etmekten sanık olan Gazeteci Nedim ŞENER
aracılığı ile örgüte yardım ettiğim iddia edilmektedir.
Ama buna rağmen, o davada da o
dijital verileri yazdığı iddia edilen kişiler, o notların bilgisayarlarında
bulunan kişiler ve diğer örgüt mensubu denen kişiler ve örgüte yardım ettiği
için yargılananlar serbest bırakıldığı halde, benim 2,5 yıldır tutuklu olmama,
6352 sayılı yasanın örgüte yardım fiillerinin cezasının üçte bire kadar
indirilmesini öngörmesine, geçici 1 maddenin basın yoluyla işlenen suçlarda 5
yıla kadar cezaları erteleme hükmüne, Basın Kanunu’nun 26. maddesindeki hak
düşürücü süreye, sosyal konumuma... rağmen bu davada da tutuklu olarak
bulunmamın akıl, mantık ve hukukla izahı yoktur.”
KARARI MAHKEME YAZMADI
Hanefi Avcı Devrimci Karargah
davasında verilen kararın mahkeme heyeti tarafından yazılmadığını da şu
satırlarla iddia etti:
“Mahkeme kararında temyiz
gerekçelerinin geniş olarak anlatıldığı bölümde tek tek belgeleriyle
anlatılacak olmakla birlikte, kısaca özetlemek gerekir ise bazı hususlarda
Mahkeme kararında yapılan bazı tespitlere bakarak, bu kararın duruşmaları
izleyen heyetçe yazılamayacağı, çünkü açık aleni maddi belgelerle ortaya çıkan
durumların bile tekrar baştaki hali ile iddia edildiği, dosyadaki başka mahkeme
kararlarına değil o konuda hiçbir kaynağa dayanmayan hususların varit gibi
yazıldığı, yanlışlığı kesin dosyadaki belgelerle anlaşılan hususlarda aynı
yanlışlığa devam edildiği, mahkemece yapılan belli tespitlere delil diye
gösterilen özellikle telefon tapelerinin içeriklerinin tespitin tam tersini
göstermesine sıkça rastlanmaktadır.”
EMNİYET MÜDÜRÜ BÖYLE Mİ YARDIM
EDER
Hanefi Avcı temyiz dilekçesinde;
kendisi hakkında yapılan “Devrimci Karargah isimli silahlı terör örgütüne
bilerek isteyerek yardım etmek“ suçlamasının doğru olmadığını belgelendirdikten
sonra şöyle yazdı:
“Bir yandan; Sol terör
örgütlerinin hedefleri arasında olacağım, Terörle Mücadelede başarılı
çalışmalarımdan dolayı onlarca taltif, takdir ödül alacağım, hep terörün
yoğunlaştığı bölgelerde görevlendirileceğim, Emniyet Genel Müdürlüğünün,
terörle mücadele sistemlerinin geliştirilmesinde önemli katkılarım olacak;
Diğer yandan; Adı sanı doğru
dürüst duyulmamış, hiç bir ferdini tanımadığım bir terör örgütüne, Eskişehir
ilinde Emniyet Müdür olup, İstanbul’da yardım edeceğim. Bu hayatın olağan
akışına aykırıdır.
Bu suçu; hem de emniyet müdürü
olarak tüm grup nakillerini (para nakli), patlayıcı sevkiyatını, devlet
büyüklerinin seyahatleri, askeri malzeme sevki vs. konularında her şeyi bilecek
konumda olmama rağmen, bu konularda değil de kendi şikayetçi olduğum konuda
hukuka aykırılığı aleni, sahte isimler üzerinde alınmış istihbari dinleme
kararını kitabımda yazarak ve aynı kararla dinlenen arkadaşıma sen de savcılığa
şikayet et dediğim için bu suçu işlemiş oluyorum.”
KENDİ KALEMİNDEN HANEFİ AVCI
Hanefi Avcı Yargıtay’a sunduğu
temyiz dilekçesinde; meslek hayatı boyunca yaptıklarını ve ideolojik duruşunu
ise şu sözlerle anlattı:
“Emniyetin Terör, İstihbarat ve
Organize suçlarla mücadele birimlerinde uzun süre başarılı görevler yapmış,
emniyetin terörle mücadelede bugün kullandığı sistemlerin geliştirilmesinde
önemli katkıları olmuş, bu sahadaki geçmiş görevlerim nedeniyle Terör örgütlerinin
birinci derece de hedefi olan, sağcı - muhafazakar bir yapıda olduğu bilinen,
geçmişte Susurluk olayları, Jitem’in yaptığı hukuka aykırılıklar, 28 Şubat
dönemindeki demokrasiye aykırı hareketlere, irtica raporu hazırlayanlara karşı
çıkmış, risk almış biri olmama ve kendilerine yardım ettiğim iddia edilen STÖ
mensuplarının yukarıda gibi anlatımlarına rağmen nasıl Devrimci Karargah denen
adı sanı doğru dürüst duyulmamış sol M-L bir Silahlı Terör Örgütüne bilerek
isteyerek yardımcı olduğum, konumuma, geçmişime, akla, mantığa hayatın olağan
akışına aykırıdır...”
0 comments
Write Down Your Responses