Diktatöre ‘ders’ zamanı
Yarın 52.7 milyon seçmenin sandık başına
gideceği seçimin sonucu, sadece yerel yönetimleri tayin etmekle
kalmayacak, 12 yıllık AKP iktidarı ve Tayyip Erdoğan'ın politikalarına
referandum niteliği taşıyacak
ARİF GÜNDOĞDU-TÜRKİYE, yarın sandık başına giderek yerel yönetimler için son sözünü söyleyecek. 52 milyon 695 bin 831 seçmenin 194 bin 310 sandıkta oy kullanacağını seçimin sonucu, sadece yerel yönetimlerde yetki dağılımını belirlemeyecek. Referandum niteliği de taşıyan seçim, Tayyip Erdoğan liderliğindeki AKP iktidarının geleceğini de belirleyecek.
AKP hükümetlerinin iş başında olduğu son 10 yılda 125 büyük özelleştirme yapıldı. Diğer küçük özelleştirmelerle birlikte toplam 50 milyar dolar gelir elde edildi.
12 YILLIK TALAN DÖNEMİ
Yarın yapılacak seçimde, AKP'nin 12 yıllık 'sanal refahı' ve ekonomik dalan da oylanacak. Türkiye'nin 80 yıllık birikimi olan kurumları bir bir 'özelleştirme' adı altında 50 milyar liraya satan AKP, buna rağmen 170 milyar doları aşan bütçe açığı verdi. Özelleştirme talanına rağmen iç ve dış borç da rekor seviyeye ulaştı.
VATANDAŞ BORÇ BATAĞINDA
AKP'nin 12 yıllık döneminde, bankacılık sektörünün yüzde 70'e yakın bölümü yabancıların eline geçti. Yurttaş, kolay erişilen krediyle 'sanal' refah yaşayarak borç batağına gömüldü. Konut, araç, tüketici kredisi ve kredi kartı borçları rekora ulaştı. Tahsil edilemeyen kredilerle birlikte, kara listeye alınan yurttaş sayısı her yıl arttı. İşsizlik de, artarak kanayan yara olmaya devam ediyor.
TESLİMİYET POLİTİKASI
Bölgede ABD eksenli politika izleyerek komşu devletlerin kan gölü haline dönmesine çanak tutan AKP politikaları 'komşularla sıfır sorun' sloganıyla yoluna devam etti. Sınır komşularımız değişirken, Türkiye ilk kez anlamsız bir savaşın eşiğine getirildi. ABD'nin bölgedeki jandarması gibi Kürecik Üssü'nü konuşlandıran AKP, Suriye bahanesiyle sınırımızı NATO patriotlarına teslim etti.
LAİKLİĞE SALDIRI
AKP iktidarı 12 yıl boyunca büyük bir dinselleştirme projesi olarak da işledi. 12 Eylül'de başlayan zorunlu din derslerinin ilave derslerle ağırlaştırılması, alkol yasakları, TRT başta olmak üzere TV programlarının dinselleştirilmesi, Alevilere, ateistlere yönelik aşağılayıcı söylem, kürtaj yasakları, devlet kadrolarını cemaatlerin sarması gibi uygulamalar başta olmak üzere hayatın her alanı yoğun bir şekilde dinselleştirildi. AKP'nin dinselleştirme projesinin zirvesi olarak kabul edilen Taksim projesi ise Haziran 2013'teki halk ayaklanmasıyla önlendi.
EĞİTİM KAOSA GÖMÜLDÜ
12 yılda 5 Milli Eğitim Bakanı değiştiren ve 4 kez eğitimde reform yapan AKP iktidarı, hiç bir sınavı sağlıklı yapamadı. Üniversite ve lise yerleştirme sınavları yanında KPSS sınavlarından hiç biri şaibesiz gerçekleştirilemedi. Skandallarla başedemeyen AKP iktidarı, son üniversite seçme sınavında çareyi soruları gizlemekte buldu.
CEMAAT'İ BAHANE ETTİ
Devleti tamamen gerici odaklara teslim ederek din referanslı bir yapıya kavuşturan AKP, Ergenekon, Balyoz, Casusluk davası gibi davalarla TSK'ya ve aydınlara karşı en büyük tırpan harekatını yürüttü. Düzmece deliller ve hukuku ayaklar altına alan yargılama skandalının utancından kurtulmak için Gülen Cemaati'ni 'günah keçisi' ilan ettiler. Başbakan Tayyip Erdoğan, tüm mitinglerinde konuşmasının büyük bölümünü Gülen Cemaati'ne ayırarak bunun bir hesaplaşma seçimi olduğunu net bir şekilde ortaya koydu. Seçmen, bu seçimde aynı zamanda AKP'nin devleti cemaate teslim etmesini de oylamış olacak. Başbakan Tayyip Erdoğan, 17 Aralık'ta başlayan ve yargı bağımsızlığını ayaklar altına alarak kararttığı yolsuzluk ve rüşvet çarkını da 30 Mart'ta seçmene onaylatma çabasına girdi. Ayakkabı kutularından çıkan milyon dolarları ve milyarlarca dolar tutarındaki yolsuzluk iddialarını yargıdan kaçıran Erdoğan, bu seçimi 'yolsuzluk referandumu'na dönüştürdü. Seçmen yarın, “Hesap sorma” iddiasıyla iktidara gelip “hesap veremez” duruma gelen Erdoğan'ın diktatörlüğünü de oylamış olacak.
http://www.yurtgazetesi.com.tr/politika/diktatore-ders-zamani-h50583.html
0 comments
Write Down Your Responses