Zaman yazarı Korucu’dan AKP’nin gazetecilerine salvolar
Cemaat’in gazetesi Zaman’ın, 28
Şubat döneminde Refahyol’un devrilmesinin ardından kurulan Mesut Yılmaz
hükümeti için attığı “Hayırlı Olsun”
manşeti yıllardır tartışmaların odağında. Fethullah Gülen’in Kanal D’de "Erbakan
hükümeti bırakmalı, ülkeyi daha fazla germemeli"sözlerine paralel olan bu
manşet Cemaat’in 28 Şubat’taki duruşunun bir nevi sembolü.
Bugün…
Zaman’ın önemli isimlerinden
Bülent Korucu, “Hayırlı Olsun” manşetini çarpıcı örneklerle tekrar köşesine
taşıdı.
Aksiyon dergisinin genel yayın yönetmenliğini
de yapan Bülent Korucu, bugün Akşam’ın genel yayın yönetmenliğini yapan Mehmet
Ocaktan, Star Medya Grup Başkanlığını yapan Mustafa Karaalioğlu ve Yeni Şafak
gazetesinin o günkü yazı ve haberlerini hatırlattı.
Söylemeden olmaz…
Bülent Korucu’nun bu yazısı bir
medya eleştirisi olmaktan ziyade, AKP’ye yakınlığı bilinen isimlere Cemaat’in
bir salvosuydu.
KORUCU’NUN YAZISI
İşte Bülent Korucu’nun Zaman’daki
yazısından ilgili bölümler:
“(…) 28 Şubat’ın hararetli
günlerinde onu anlamaya çalışan ama eleştirilerini de esirgemeyen yazılar
çıkıyordu. “Keşke Erbakan’ın gezegeni gerçek olsa” başlıklı yazı bunlardan
biri. Yeni Şafak Gazetesi Yayın Yönetmeni Mehmet Ocaktan, Başbakanlık’taki
görüşmenin ardından kaleme aldığı yazıda şöyle diyor: “Başbakan, üç saatlik
konuşması boyunca bize kendisi için kurduğu ‘özel gezegen’in fotoğrafını
anlatıyor. Oysa gerçek Türkiye ve siyaset fotoğrafının bu olmadığını herkes
biliyor… Sanki 28 Şubat’ta hiçbir şey olmamış, MGK zehir zemberek bildiriler
dayatmamış, parlamenter sistemde yarıklar hiç açılmamış… Açıkçası Başbakan,
hiçbir şekilde askerlere toz kondurmak niyetinde değil. Uzun MGK toplantısında
sevgi ve saygının hâkim olduğunu, birtakım tavsiyeler çıktığını, hükümetin ise
bu tavsiyeler konusunda gerekeni yapacağını anlatıyor.”
Benzer ifadeleri gazetenin Ankara
Temsilcisi Mustafa Karaalioğlu, Erbakan’ın görevi devrettiği gün yazmıştı.
İstifadan bir gün önceki basın toplantısını “Erbakan: Asker emrimizde”
sözleriyle manşet yapan gazetede Karaalioğlu, şu yorumu yapıyordu: “Onca
saldırıdan, haksızlıktan ve çifte standarttan sonra dün giderayak muhataplarını
incitmemeye, dahası hukuk varmış gibi davranmaya dikkat ediyordu.” Karaalioğlu,
Başbakan Erbakan’ın şu cümlesini aktarıyordu: “Demokrasinin en büyük koruyucusu
bizzat askerin kendisidir.”
Rahmetli Başbakan, komutanların
bütün tahkir edici davranışlarına rağmen ordunun halk nezdindeki konumunu
korumaya çalışırdı. Sadece 28 Şubat değil, 27 Nisan’ı da kabullenmekte
zorlandı. E-muhtıra ve 367 krizi ile kilitlenen sistemi açmak üzere gidilen 22
Temmuz seçimlerindeki tavrı da herhalde bu yüzdendi. Bunun da bir darbe
olmadığını ve ‘Siyonizm ve uluslararası güçlerin AKP’ye oy toplama operasyonu’
olduğunu savunuyordu. Kendi üslubu içinde “AKP’ye oy vermek cehenneme bilet
almaktır.” diyordu.
Erbakan, ‘İşte demokrasi bu’
cümlesini, başbakanlığı Mesut Yılmaz’a devrederken kullandı. Yeni Şafak
Gazetesi birinci sayfada iki liderin tokalaşma fotoğrafı eşliğinde bu başlığı
atmıştı. Erbakan, konuşmasını “Demokrasinin en güzel anlarından birini
yaşıyoruz.” şeklinde sürdürmüştü. Zaman Gazetesi’nin o haber için attığı
‘Hayırlı olsun’başlığını eleştirenleri gördükçe; “Acaba yukarıdaki ifadelerden
birini kullansaydık daha mı iyi olurdu?” diye düşünmeden edemiyor insan.””
0 comments
Write Down Your Responses